Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yeniden Türk İslam Medeniyeti
Türk milliyetçiliğinin nihai hedefi, bir zamanlar Ortaçağın skolastik karanlığında yüzen Hristiyan Avrupasına Rönesans'ın öncülüğünü yapan ve Türk'ü üç kıtada, yedi denizde hakim kılan Türk-İslam medeniyetini yeniden kurmaktır.
Binlerce yıllık bir maziye sahip olan Türk milliyetçiliğinin son merhalesi olan Ülkücü Hareket, henüz 12 yıllık bir maziye sahip olmasına rağmen gelişmesini sürdürmektedir. "Türklük gurur ve şuuru ile İslam iman ve ahlakını" temel felsefe kabul eden ve bunu "Türklük bedenimiz İslamiyet ruhumuzudur" şeklinde düstur haline getiren bu hareket bugüne kadar doksanı aşan şehit vermiştir.
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Abdurrahman Küçük/ Asrın Kızılelması Türk Birliği. Abdurrahman Küçük 1945 yılında Erzincan'ın Tercan ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı Yaykur Planlama Program Değerlendirme Baş Uzmanlığı ile Kredi ve Yurtlar Kurumu Kredi Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Bunun
Asrın Kızılelması Türk Birliği
Asrın Kızılelması Türk BirliğiAbdurrahman Küçük · Berikan Yayınları · 20173 okunma
Büyük Davamız
Fakat ne Tanzimat'ın ne Meşrutiyet'in, hattâ ne de Cumhuriyet devrinin geniş aydınlar kütlesi bu sahada gerekli kudret ve kavrayışı gösterememiş, çağdaşlaşma gibi bir temel davayı anlamak ve icabında onun için mücadele etmek azmi yönlerinden yetersiz kalmış, üstelik kendini çağdaşlaşma yerine Avrupalı olma fikrine ve hattâ memleket yararına olmayan yabancı cereyanlara kapmıştır.
Sayfa 43
Zira aslında hüsnüzan ile skeuomorph diyerek olumlu ışık altında göstersem de Türk milliyetçiliğinin kronik meseleleri bu kadar zararsız değil. Özellikle din ile ilişkisi, işlevsiz kör bağırsağın sık sık iltihaplanması gibi ciddi bir ameliyat gerektiriyor.
Sayfa 12
İnsanda şahsiyet, biri ''ferdî'', diğeri ''millî'' olmak üzere iki şekilde görünmektedir. Ferdî şahsiyet, ata ocağında nüvelenen ve aile ahlâkı yönünde gelişen şahsiyettir. Aile terbiyesi ferdî şahsiyetin esasını teşkil eder. Ferdî şahsiyetin böylece ana baba ocağında filizlenmesi millet hayatında aile yuvasının ehemmiyetini belirtmeye kâfidir. Milliyetçilikte ailenin cemiyete temel olan kutlu bir müessese sayılması bundan ileri gelir. Millî şahsiyet ise, millî kültür yolu ile teşekkül eder. Millî tarih, millî edebiyat, millî felsefe, millî sanat zevki ve millî ahlâk ile beslenen ferdî şahsiyet yavaş yavaş millî şahsiyet hüviyetini alır.
Reklam
Millî kültür prensipleri çok hassas organlara benzer; bünyesine sokulmak istenen telâkki ve davranışları daima kontrol etmek hassasına sahiptir. Herhangi bir yenilik kendi tabiatına uygun gelirse onu benimser, aykırı temayül taşıyanları reddeder. Millî kültürlerdeki bu tasfiye istidadını, millet çoğunluğunun birtakım yeni tutumlar, felsefî ve fikrî telkinler karşısında huzursuzluk duymasından, onları yadırgamasından, bir kısmını züppelik sayması, bir kısmından da tiksinti hissetmesinden anlamak mümkündür.
Zira onlar, fertleri şahsiyetin aşıladığı güçten uzak tutarak birer robot hâline getirmek suretiyle cemiyeti çöktürmek için önce fertleri şahsiyetsizleştirmek gerektiğini, bu sebeple de fertlere şahsiyet veren millî kültür unsurlarını zayıflatmak icap ettiğini bilmektedirler. Bu durum, topluluğun tarihî karakterine uygun mâneviyatından doğan ve şahsiyeti ile beslenen millî kültürün müdafaası bakımından milliyetçi gençlere ne kadar ağır mes'uliyet düştüğünü gösterir.
Yalnız hakikat ebedîdir. Sinesinde ebedî hakikat cevherini saklayan milliyetçilik duygusu da insanlık denen ortamda yeşerir, hak ile gelişir, hürriyet adlı çiçekler verir. Kültürler ve medeniyetler onun meyveleridir. Dünya durdukça yeryüzünde nasıl meyve ve çiçek mevcut olacaksa, milliyetçilik de insan yaşadığı müddetçe var olmakta devam edecektir. Ölümsüzlüğün sırrına ermiş bir değeri yok etmek mümkün müdür?
“Yalnız hakikat ebedîdir. Sinesinde ebedî hakikat cevherini saklayan milliyetçilik duygusu da insanlık denen ortamda yeşerir, hak ile gelişir, hürriyet adlı çiçekler verir. Kültürler ve medeniyetler onun meyveleridir. Dünya durdukça yeryüzünde nasıl meyve ve çiçek mevcut olacaksa, milliyetçilik de insan yaşadığı müddetçe var olmakta devam edecektir. Ölümsüzlüğün sırrına ermiş bir değeri yok etmek mümkün müdür?”
Sayfa 31 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.