Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"... Tanrı bizden esirgemiş can tasasını Sökük rütbe, ünsüz sıfat, makamsızlarız Tek gayemiz; hakim kılmak Türk yasasını Biz mezarsız ölüp giden Genç Atsızlarız Dert etmeyiz fani ömrün fani kahrını Her mevsimde sonrakine umut saklarız Feda edip tatlı ömrün ilk baharını Biz mezarsız ölüp giden Genç Atsızlarız Sırtımızda bir yaralık boşluk
1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan o yakıcı gecesinde 106’sı kadın, 83’ü çocuk toplam 613 Azerbaycan Türkü Rus destekli Ermenilerin katliamıyla hayatlarını kaybetti. Hamile kadınların dahi Ermeni askerlerden kaçamadığı ve vahşice öldürüldüğü o gece, bütün Kafkas diyarları inledi, Turan illeri ağladı, İslam toprağı kor gibi dağlandı. Katliamın üzerinden geçen 27 senede her yıl düzenlenen “katliamı lanet” mitingleri dışında kayda değer bir gelişme ne yazık ki yaşanmadı. 100 yıl öncesinin savaş şartlarında ölen Ermeniler için yas tutan Avrupa ülkeleri, gözleri önünde gerçekleşen Hocalı katliamı karşısında cılız birkaç ses dışında üç maymunu oynadı. Emperyalistler bir defa daha insanlık hanesine değil, din hanesine bakarak karar verdiler. Türk ve Müslüman Azerbaycan halkı o gece hem yetim, hem öksüz kaldı. Giden canların acısını, vatan bildikleri toprakları terk etmek kat be kat artırdı. Fotoğraftaki küçük kızın gözlerini rehin alan korkuyu dindiremedik bugüne kadar. Ama ümit ediyoruz ki, başka çocukların gözleri hiç tanımasın o korkuyu ve Hocalı’da Azerbaycan bayrağı yeniden dalgalansın! Türk dünyasının her bir ferdi en az bu yavru kadar sabırsızlıkla beklemeli o anı.
Derin Tarih Dergisi
Derin Tarih Dergisi
Reklam
Enver Paşa'yı dönemin "başbuğu" olarak tanımlayan Nevzat Kösoğlu: Osmanlı'nın çöküşü de kuruluşu gibi bir destandır. Çöküşün kahramanları olan neslin bayraktarı Enver Paşa'dır. Onların varlığıyla İmparatorluğun çöküşünü birlikte düşünmek şaşırtıcıdır ve haksızlık gibi görünür. Onların yürekleri dağ gibiydi; hayalleri de
Turan Duası
Seni, acundan yüce tek "var" saymışım Tanrı'm, Göğe değen başımı yere eğmişim Tanrı'm, Ve gönlümde yanına çiçek koymuşum Tanrı'm, Bu sevgiyi sen verdin, bu da benim nazımdır. Korkak kullara değil, erkekçe niyazımdır. Ey Tanrı'm, Yüce Tanrı'm, Kat, gücü yüce Tanrı'm, Bölük bölük bölündük, Sonumuz nice
Yıl 1839 Gülhane Parkında Tanzimat Fermanı yayınlandı. O günden sonra bu topraklarda bir belirsizlik hakim oldu. Bir tarafta ümmetçilik ve ardından şeriat isteyen bir kesim, diğer tarafta ise Milliyetçilik isteyen ve ardından Turan ordusu kurmayı hedefleyen başka bir kesim. Bugün Türkiye Tanzimat fermanın üzerinden neredeyse 200 yıl geçmesine rağmen halen kararını vermiş değil. Bir yanda Osmanlının son şeyhülislamı Mustafa Sabri'nin; "Tövbe yarabbi, tövbe Türklüğüme, beni Türk milletinden addetme!" sözü. Öte tarafta ise Ali Aksoy'un "Yasa masa istemem yüce Türk'ün töresi var" sözü. Ne olursa olsun dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar belirsizlik olmamıştır.
“Biz ki Melik-i Turan, Emîr-i Türkistan'ız. Biz ki Türk oğlu Türk'üz; Biz ki milletlerin en kadîmî ve en ulusu Türk'ün başbuğuyuz!” -Emir Timur
Reklam
-- Dağa Çıkışa Doğru --
Burada dikkat edilmelidir ki, ortada terörizm yok, Meşrutiyeti ilan etme çabası var. Bunlar karıştırılmamalı... Enver Paşa'da zamanının diğer TÜRK subayları gibi; savaşlara, çatışmalara, muharebelere gizlice hatta gerekirse kılık değiştirerek gitmiştir. Enver Paşa'nın köylerdeki sahte adı "Ahmet Dayı" olacaktır. "Artık gözümde hiçbir şey yoktu. Evet! Bir vakitler vatana hiçbir fayda temin etmeden bir şaki kurşununa hedef olacak yerde, vatanın selameti için ölecektim" demiştir. Selanik ve Manastır köylerinin teşkilatlanmasını sağlamıştır. Çetelere karşı sergilediği başarılarının neticesinde O artık "HÜRRİYET KAHRAMANI" olarak anılacaktı. Köylülere yaptığı konuşmanın bir kısmı şu şekildedir: "Arkadaşlar, İşte beni görüyorsunuz. Binbaşı idim. Anam, Babam, Kardaşlarım var. Hepsini bıraktım. Ben bu iş için çalışacağım. Siz de benimle beraber ölünceye kadar canınızia, malınızla çalışacağınıza söz veriyor musunuz?" Kaynak:
Enver Paşa'nın Anıları
Enver Paşa'nın Anıları
Tolga Turan - Enver Paşa
Merak etme !
İnsanın insanı merak etmesi ; Sevgidendir, özlemdendir, saygıdandır, merhamettendir... Taşmıyorsa bir yürek bu hisleri Yalandır ; Merak ettim demek neye gerek Merak ettim demek aslında nasılsın demektir ? İyi olduğunu sormaktır Nasılın sorusu hep en yaygın yalanla karşılık bulur ''İyiyim'' demek toplu bir yalan söyleme eylemidir Bu nedenledir merak ettim derim... Merak etmek sadece sevilen insanlar için var olan bir duygudur. Öyle herkes merak edilmez. Ve herkesin nasıl olduğu öyle herkesi ilgilendirmez. Hiç gördünüz mü hiç tanımadığınız bir insanın sizi merak ettiğini... Bu nedenle merak etmek birini tanıyor olmak demektir. Ben merak ederim hemşerim... Vatanımın en ücra köşelerini merak ederim. Vatanımı seviyorum Turan coğrafyasında bacası tüten her Türk'ü merak ederim. Milletimi seviyorum... Merak etmek güzel bir duygudur. Her yürekte hasıl olmaz... Sevdiğimiz insanlara merakımız ağır gelirse.... Susarak merak ederiz. Sen merak etme !
Kim ne derse desin ve kim ne ölçüde rahatsızlık duyarsa duysun, insanlık tarihinde bir Türk olgusu ve Turan gerçeği vardır.
Ömer Lütfi Mete
Ömer Lütfi Mete
435 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.