Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Bugün dahi tarih yazımında, Gedik Ahmed Paşa'nın Otranto hâkimiyeti; efsaneler, abartmalar, karalamalar, kasideler birbirine karışmış bir şekilde yer alıyor. Otranto, biz Türklerin tarih ders kitaplarının bir köşesinde unuttuğu ama Avrupalıların Avrupa bilincinin oluşumundaki önemli tuğlalardan biridir. Fatih'in amirali Kaptan-ı Derya Gedik Ahmed Paşa 1480 yılı Temmuz ayında kuşatmadan evvel âdet olduğu üzere fethedilecek yerin, yani Otranto'nun sancakbeyliği de uhdesine verilerek İtalya toprağına ayak bastı ve 15 gün içinde Puglia eyaletinin merkezi olan Otranto Kalesi teslim oldu. Bu, Osmanlı'nın en uç noktadaki fethidir ve Fatih Sultan Mehmed'in uygarlığın merkezi İtalya'ya olan düşkünlüğünden dolayı aslında acele yöneldiği ve stratejik bakımdan pek hazırlanmadığı bir fetihtir."
"Şehzadenin kardeş olarak varlığı, başka tehlikelere gebedir ve üniversal bir problemdir." -İlber Ortaylı-
Reklam
avrupa'daki türkiye'nin oluşumu bitmiştir. 19. yüzyılın sonlarında sınırlar artık tespit edilmişti. bu tarihten itibaren osmanlı imparatorluğu, avrupa'daki topraklarını geri vermiştir. kuruluşundan 200 yıl sonra macaristan'a, tuna'ya yerleşen bir imparatorluk, bu tarihi takip eden 2-3 asır içinde söz konusu topraklarını kaybetmiştir. ama şu da bir gerçektir ki; dört asrı, bazı yerlerde ise 5-5,5 asrı bulan osmanlı hakimiyeti, avrupa kıtasının orta ve güneydoğu kısımlarına, hatta kuzeye doğru gelişen bölümlerine doğru damgasını vurmuştur
Sayfa 26 - 27-timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Wilson’un on dört prensibi şamatayla ilân edilince bütün dünyada büyük bir tesir yaptı ve Türklerin çoğunlukta oldukları yerlerde, istiklâllerine dokunulmayacağı zannı hâsıl oldu. Bu görüşlere inanan Türk aydınları, Müttefiklerin hiç olmazsa iki şeyden sakınacaklarına inanıyorlardı. Bu şeylerden birincisi şuydu: Türkiye’nin doğusunda ve batısında bir Ermenistan kurmaya teşebbüs etmeyecekler. Çünkü, Ermeni tehcir ve kıtalinden önce de buralarda Ermeni nüfusu en az %2, en çok da %20’yi geçmemişti. İkincisi; Yunanlılara Orta Doğu’da yer vermeyecekler. Çünkü, böyle bir teşebbüsün bu iki millet arasında kanlı bir mücadele açacağı muhakkaktı. Eğer, Müttefikler bu iki şeyden kaçınmış olsaydılar, bugünün tarihi bambaşka bir şekilde gelişecekti.
Türk milleti bir ordu milletti. Onun bu vasfı, Türklerin tarihi ile başlar.
Sayfa 395 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
Bu cemiyetin nizamnâmesi 12 Kânun- evvel 1324 (25 Aralık 1908) tarihiyle ve «Türk Derneği Nizamnâmesi» adiyle İstanbul'da Karabet Matbaasında basılmıştır. Cemiyetin amacını açıklayan Nizamnâmenin 2. maddesinde şöyle deniliyor: «Cemiyetin amacı, Türk diye anılan bütün Türk kavimlerinin mazi ve haldeki eserlerini, işlerini, durumlarını ve muhitini öğrenmeye ve öğretmeye çalışmak, yani Türklerin eski eserlerini, tarihini, dillerini, avam ve havas (halk ve aydın) edebiyatını, etnografya ve etnolojisini, sosyal durumlarını ve mevcut medeniyetlerini, Türk memleketlerinin eski ve yeni coğrafyasını araştırıp ortaya çıkararak bütün dünyaya yayıp dağıtmak ve dilimizin açık, sade, güzel, ilim dili olabilecek şekilde geniş ve medeniyete elverişli bir dereceye gelmesine çalışmak ve imlâsını ona göre incelemektir.
Reklam
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Atatürk'ün zamanında 64.000 kişinin KAFATASı fişlenmişti!
1 Ağustos 1935 günü Sinan'ın Süleymaniye Camii'nin yanındaki mezarı Atatürk'ün direktifiyle Türk Tarih Kurumu'ndan bir heyetin huzurunda açılır. İskelet büyük oranda bozulmuştur (bazı gazetelerse sağlam çıktığını yazar). Kafatası yassı-geniş (brakisefal)çıkarsa 'Türk', uzun (dolikosefal) çıkarsa 'öteki'
Roma'nın Fethi
Fatih Sultan Mehmet'in alelacele Gedik Ahmet Paşa'yı Güney İtalya'ya yollaması büyük İtalya fethi için bir başlangıçtır ve siyasi bakımdan Roma imparatorluk idealinin bir deklarasyonudur her halükarda temmuz sonunda paşanın direnme görmeden italya'ya ayak bastığı ve 11 ağustos 1480'de otranto kalesinin alınmasıyla İtalya'nın güneyinde Osmanlı hakimiyetinin başladığı görülmektedir 10 eylül 1481'de İtalya'ya veda edildi 13 aylık hakimiyetin sonu çok kanlı bitti Fatih'in fetihleri hatta bütün Osmanlı fetihleri içinde en kısa sürede bu oldu
Sayfa 216
Sancakta şehzadeleri çok iyi yetiştiriyorlar Fatih İtalyanca eski Yunanca Latince Arapça Farsça biliyor hoca hayrettin, molla Zeyrek, hocaZade Mustafa ,molla Mehmet Gürani, molla Mehmet katipzade ,molla Hüsrev ve Hıdır bey Fatih'in sevip saydığı edebi ve ilmi tartışmalarını yorulmadan dinlediği hocalarıdır devrin ünlü astronomi, hendese ve matematik bilgini Ali kuşçu yıldızlara bakarak Fatih'in Muzaffer olacağını tahmin etmiş ve el- Fethiye kitabı ile bunu betimlemiştir bu kehanetin siyasi bir formül olup olmadığı tartışacak bir konu muhtemelen iyi tertiplenen bir amacı olabilir
Sayfa 176
Reklam
II.Mehmet küçük ama o zaman 12 yaşındaki şehzadesi bugünkü 12'lik çocuk gibi değil tabii ikinci Mehmet sancağa henüz çıkmıştı Bursa'daki Enderun mektebinde yetişmişti tahtın 12 yaşındaki ikinci mehmet'e bırakılması konusunda birtakım tesirler de söz konusu savaşlar bitmiş antlaşmalar yapılmıştı diyorlar ki II Murat zaten sarhoş, bitmiş vaziyette devlet erkanı da padişahı kendilerinin durumu idare edebileceklerini söyleyerek tahtı bırakmasını telkin ediyorlar bu geçerli bir sebep değil sefih kendinden geçmiş bir adam Segedin antlaşmasını yapamaz Türkmen karamanlarla sulhu sağlayamaz
Sayfa 163
Hindistan'da Moğol olarak anılmaları konusunda en büyük kabahat timur'undur çünkü "Emir Küregen" lakabını Cengiz Han'ın damadı olma kimliğini kullanmıştır Orta Asya dünyasında iki soy vardır Oğuz Han ve Cengiz han soyları bu soylardan gelmek meşruiyet ve hakimiyet alametini hatta hakkını sağlıyor onun için Timur öyle olmadığı halde kendisini Cengizhan'a bağladı ve Emir küregen lakabını kullandı
Sayfa 128
Fatih'in oğlu Cem Sultan ise babasından aşağı kalmaz ancak talihsiz bir şehzadedur. Fatih'in diğer oğlu Beyazıt çağatayce biliyordu Uygurca metinleri kim okuyabiliyor şimdi bizim ilim dünyamızda bile böyle insanlar sayılı örneğin Kanuni kuyumculuktan musiki'den alınıyordu Macar kralı Matthias Corvinus'un kütüphanesindeki Macar musiki külliyatını Topkapı'ya Kanuni getirtti bugün dünya ilim dünyası bu eserden faydalanıyorsa kanuni'nin sayesindedir. bu bir şehzade eğitimi meselesidir; burada yaşamak ve Osmanlıyı yönetmek istiyorsanız böyle olacaksınız.
Sayfa 94
Biz Anadolu'daki Karamanlı Türk Hristiyanları izah edemiyoruz. Bunların 19. asırda bastıkları inciller, romanlar hatta ilmi dergiler bile var Yunan harfleriyle yani "öklid arhon" harfleriyle ama İncil de dahil olmak üzere güzel bir Türkçeyle yazılan eserler. 19. Asırda bu kadar temiz bir Türkçe kullanılması inanılmaz. Karamanlılar,tâ Isparta'ya ve Niğde'ye kadar bütün eski Konya-Karaman eyaletinin içinde yaşıyorlardı
Sayfa 81 - İlber Ortaylı
İtalyanlar bu bölgeye Turchia veya Turchimania derlerdi.Alman seyyahları "Turkei,Tirkenland, Fransızlar ise "Turquie"şeklinde hitap ederlerdi.16. asırda bir ingilizce seyahatname kaleme alan Nicola de Nicolay "Turkie" diyor.Bizim bugünkü söyleyişimize çok yakın. Sonradan İngilizce konuşup yazanlar,muhtemelen telaffuzda Hind Adalarının ünlü kuşuyla aramızda yanlış bağlantı kurdular. Türkiye konusunda asıl tartışılacak ve rahatsız edici nokta bizdeki bazı kimselerin uydurduğu "Türkiyeli", Türkiyelilik gibi tabirlerdir.
Sayfa 74 - İlber Ortaylı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.