Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
EN ESKI YAZILARIM 1.
Saçmasında vurulduğun mazi namın olur Denizinde sarıldığın sinsi ahın olur Fırtınasında savrulduğun serseri zamanın Toprağında kuruduğun mezarın olur 
Yol
Yol ki adına nameler yazıldı,şiirler,türküler yazıldı. İnsanlığın varoluş hikayesinden beri her daim varması gereken menzili olmuştur. yollar farklı,menzil farklı,yolcu farklı olsa da yola çıkma hikayesi hep aynıdır,yanına azığını da alarak varma gayesi ile düşer yollara. Evvela çıkılan bu yolda yoldaşı olmalı,yolu güzel kılan,anlamlı kılan bir
Reklam
Yarım Yamalak
Dün saatlerce sana baktık ey insanoğlu insankızı, insaneşcinseli senden konuştuk sözde Arttı anlaşmazlıklar derinleşti görüş ayrılıkları çoğaldı fraksiyonlar Her yalnız kalışında, yalnız oluşunda (ve, veya) içkiyi fazla kaçırışında bir “şey”ler geldi birimizin aklına vücuduyla birlikte, kolları da uzadı elleri hareketlendi, parmakları
vasiyet
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni. Hasan beyin vurdurduğu ırgat Osman yatsın bir yanımda ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, seher aydınlığında
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni. Hasan beyin vurdurduğu ırgat Osman yatsın bir yanımda ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, seher aydınlığında
Ölümsüz Aşklar Ölümsüz Hikayelerden Doğar(Ölünce Kavusmak)
Zahidem adındaki türküsü ile gönüllere kazınan Aşık Arap Mustafa Öztürk, 1901 yılında Kırşehir ilinin Çiçekdağı ilçesine bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde doğmuştur. Aşık Arap Mustafa, anne ve babasını küçük yaşta kaybeder. Aşık Arap Mustafa’nın babası Kırşehir yöresinde oynanan Koca Oyunu’nda Arap rolünü oynadığı için Arap deniyordu kendisine. Aşık
Reklam
vasiyet
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni. Hasan beyin vurdurduğu ırgat Osman yatsın bir yanımda ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, seher aydınlığında
İKİ GÖZÜM mevsimlerden yine yaz. umudumu yeşerttiğin, gönlüme cemre gibi düşüp, yaz sıcağında üşüyen yüreğimi şems gibi ısıttığın, aylardan yine Ağustos... Sen yoksun ya şimdi buralarda ; Yine yüreğim üşüyor!
vasiyet
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni. Hasan beyin vurdurduğu ırgat Osman yatsın bir yanımda ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
vasiyet
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, Ölürsem kurtuluştan önce yani, Alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni. Hasan beyin vurdurduğu Irgat Osman yatsın bir yanımda Ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp Kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, Seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, Tarlalar orta malı, kanallarda su Ne kuraklık, ne jandarma korkusu. Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz, Toprağın altında yatar upuzun, Çürür kara dallar gibi ölüler, Toprağın altında sağır, kör, dilsiz. Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, -öyle gibi de görünüyor- Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni Ve de uyarına gelirse, Tepemde bir de çınar olursa Taş maş da istemez hani… Nazım Hikmet Ran - Doğumu 15 Ocak 1902 - Ölümü 03 Haziran 1963 O, "ne bir haram yedi ne cana kıydı, ekmek gibi temiz su gibi aydın”dı ama onu hapislerde çürüttük, vatan hasretiyle gurbette öldürdük ve ona bir köy mezarlığını bile çok gördük.
34 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.