Hace Ubeydullah Ahrar (Kuddise Sirruhu) buyuruyor ki: Bir insanın değeri ve hakikati, bir insanın değeri ve kıymeti ehli hakikatin hallerini kavrayabildiği kadardır diyor.
1. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed b. Abdullah (sallallahu aleyhi vesellem)
2. Hz. Ebû Bekir es-Sıddık (radıyallahu anh)
3. Hz. Selmân-ı Fârisi (radıyallahu anh)
4. Şeyh Kasım b. Muhammed b. Ebû Bekir es-Sıddık (radıyallahu anhüm)
5. Hz. Cafer es-Sadık (kuddise sırruhû)
6. Şeyh Bayezid-i Bistâmi (kuddise sırruhû)
7. Şeyh Ebü'l-Hasan
"Kaderin sırrına erenler rahat ederler. Zira onlar, her hadisede Hakk'ın kudretini hâkim görürler. Bu rahatlık, denize dönen dalgaların hâline benzer."
"Kül misaliyim gözünde, böyle edepsizlik etme
Bilmezsin bir ateş, bir deniz yatar dibinde"
(Hace Ubeydullah Ahrar'ın, Mirza Sultan Mahmud'a Semerkand topraklarına yönelip şehri muhasara altına almasından 2-3 gün önce nasihat ve uyarı için gönderdiği mektubundan)
4 | Halvet der encümen
Toplum içinde yalnızlık anlamına gelen bu terim sûfînin bir köşeye çekilmeyip halk arasına karışmasını, ancak bedenen halk arasında iken kalben onlardan ayrı, yalnız ve Allah ile birlikte olmasını ifâde etmektedir. Görünüşte halk ile hakîkatte Hak ile el kârda gönül yârda (dest be kâr ve dil be yâr), beden pazarda kalp
Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri:
" Bütün iyi halleri ve buluşları bize verseler fakat "ehli sünnet ve cemaat" itikadını kalbimize yerleştirmeseler, hâlimizi harâb, istikbâlimizi karanlık bilirim.
Eğer bütün harâblıkları, karanlıkları verseler ve kalbimizi ehli sünnet itikadı ile süsleseler hiç üzülmem. "
Cübbeli Ahmed Hoca | Kavâ'ıdu'l-'Akâid
Ubeydullah Ahrar, halka yardım eden hükümdarlar sebebiyle saltanatı, nübüvvete (peygamberlik) yakın bir seviyede kabul eder:
Saltanat da nübüvvet mertebesine yakın olan yüksek bir mertebedir. Nübüvetten sonra hiçbir mertebe saltanat kadar yüce değildir. Dine ve millete yardım ve şeriatin takviyesi sultanlar da tasavvur edildiği gibi hiçbir taifede düşünülemez.