Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı vakit, birileri ile olsak dahi yalnız kalırız. Bu meseleyi anlatan nice söz, nice şiir vardır fakat hiçbiri Sait Faik gibi anlatamaz: "Sanki ben her akşam onunlaymışım gibi, bir yalnızlık duyuyorum." Tam anlamı ile yalnızlık, çok fena sevgili okur. Siz siz olun, kendinizi dahi yalnız bırakmayın. Var olun. Sait Faik Abasıyanık -
Ünlü Yazarların İlk Kitapları Neden Basılmadı?
2007 yılında David Lassman adında bir İngiliz, yazdığı kitapların yayınevlerinden sürekli geri çevrilmesinin kabahatini kendi yazdıklarında değil yayınevlerinin sallapatiliğinde arar ve tuhaf bir oyunla bunu ispatlamaya girişir. Sadece İngiliz edebiyatının değil, dünya edebiyatının temel taşlarından sayılan Jane Austen‘ın üç büyük romanını ufak
Reklam
Biraz uzun bir yazı ama okumanızı tavsiye ederim.. İSRAF TOPLUMU 18 saate yakın oruç tuttuğumuz şu Ramazan günlerinde bir anımı paylaşmak isterim. Bir Gaziantep ziyaretimizde Suriyeli bir doktor dostumuzun anlattığı şu olay zihnimden hiç çıkmıyor... “Efendim, Suriye'de oturduğum kasabaya uçak ve füzelerle despot rejim güçlerinin saldırısı olmuştu.
Şükrü Erbaş
... Akarken gözlerimden üç beş damla yaş Sorarım kendime üç günlük dünyada bu ne telaş Anladım ki yaşamak bir çeşit iç savaş Durulurmuş insan büyüdükçe yavaş yavaş o.ö
İmtihan
İMTİHAN İnsan arar Bazen bulur bazen buldum zanneder Bazen buldum zannetmişken bir imtihanla kaybediverir Aradığını bazen bir çift gözün derûnunda bulur Bazen kaybeder kendisini insan Bir çift gözbebeğinin ta içinde Genç adam da ararmış Aşkı ararmış O kitaplarda okuduğu filimler de seyrettiği Hayalini kurduğu rüyalarda gördüğü aşkı
Karl’dan Nâzım’a... 1827 yılında Almanya’nın Brandenburg kentinde Karl adında bir çocuk dünyaya gelir. Babası müzik öğretmeni olan Karl, aile içindeki huzursuzluklar nedeniyle bir Fransız yetimhanesine gönderilir. Daha sonra gemilerde çalışmaya başlar. Hamburg’tan kalkan bir gemiyle İstanbul’a giderken henüz 12 yaşındadır. Gemi İstanbul’a geldiğinde denize atlayan Karl, Kız Kulesi’ne yüzerek kaçar. Kendisini kurtaran kule bekçisine gemiye geri dönmek istemediğini söyler. İki ülke arasında küçük bir politik sorun yaşanırken Osmanlı Sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve Karl’ı korumasına alır. Karl’a, Mehmet Ali adı verilir. Kırım, Bosna ve Karadağ savaşlarından sonra “Paşa” unvanıyla ödüllendirilir. Mehmet Ali Paşa, 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması’nda Osmanlı’yı temsil eden üç kişiden biri olur. Beş dilde şiir yazan Mehmet Ali Paşa’nın dört kızı olur. Leyla adındaki kızının da bir kızı olur, onun adı da; Celile. Celile bir erkek çocuk doğurur; Şair Nâzım Hikmet. Büyük şairin Türkiye’ye hangi yollardan nasıl geldiğini merak edenlere bu bilgiyi şair Sunay Akın veriyor...
Reklam
Gene bir tecavüz olayı, yer İstanbul Bağdat Caddesi civarı, gece eğlenmekten dönen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi bıçaklı saldırıya maruz kalıp, tecavüz edilip ayrıca gasp ediliyor. Fail sapık 34 yaşında sabah evinde yakalanıyor “Şeytana uydum, çok pişmanım” diyor. Şimdi olacakları söyliyeyim, pişmanlık, tahrik, iyi hal indirimi vs. derken 3-5 yıl yatıp çıkar bu sapık ve aramızda çokça bulunan, insan görünümündeki aşağılık hemcinsleriyle yaşamaya devam edip gene fırsat kollayacak. Bu sapıklarda durum o kadar vahim ki bir zavallıya tecavüz edip aceleyle evine gidip gusül abdesti alıyor, çünkü cünüp gezerse gezdiği topraklar ahirette ona hesap soracak ya, onun korkusu bu, tecavüz mü, onun çözümü kolay, yakalanırsa üç-beş yıl yatar çıkar birde tövbe edip hacca gittimi pür-ü pak olur. O öyle yetiştirildi ki her dişiye sahip çıkabilir, cinnet geçirebilir, çok kolay tahrik olup herşeyi yapabilir. Bu sapıklardan dolayı hepimiz suçluyuz, bu eğitim sistemi tümüyle suçlu, ailelerin çoçuk terbiyeleri suçlu, dini, imamı, müftüsü, öğretmeni, polisi, doktoru,... hepimiz. SUÇ-LU-YUZ.
Kadın hamile. Bebek erkekmiş. Aile mutlu çok mutlu. Bebek doğdu, pipisini gösterdi amcalara. Amcalarda bayram sevinci. Dünyanın en gerekli organını gördüler çünkü. Bebek terledi, çırılçıplak soydular, evde misafirlikte, mahallede böyle gezdi. Bu hakka sahipti çünkü pipisi vardı. Bebek biraz büyüdü. Sünnet olacak. Davullar, zurnalar,
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER M. NİHAT MALKOÇ “Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi? Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi? Ne kaldı elimizde baharından, yazından?... Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?” (“Değer mi?”- Servet YÜKSEL) Gönül telimizi
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Reklam
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Daha Çok Kitap Okuyabilmeniz İçin 5 Öneri; Birçoğunuzun günde on saate yakın çalıştığını, eve dönmek için kimi zaman üç vasıta değiştirdiğini, çocuk büyütmek ya da ödevleri bitirmek zorunda olduğunu biliyoruz elbette. Sabitfikir tam da bu sebeple günlük hayatınızda kitaplara daha çok vakit ayırmanızı sağlayacak bazı tavsiyeleri derlemiş. onedio.com/haber/daha-cok-...
Muhteşem kesinlikle tavsiye ediyorum. ÜŞENMEDEN OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM ! BÜTÜN ANNE BABALARIN VE ÖĞRETMENLERİN OKUMASI GEREKEN BİR HİKAYE Bir gün seminere başlamadan önce kısa boylu güler yüzlü birisi geldi, Hocam elinizi öpmek istiyorum, dedi. Ben el öptürmekten pek hoşlanmadığım için, yanaktan öpüşelim, dedim, öpüştük. Aramızda şöyle bir
1.445 öğeden 1.426 ile 1.440 arasındakiler gösteriliyor.