"Millî maç kazanılmış gibi ellerde bayraklar, arabalardan yarı sarkmış insanlar. Sokaklarda ne yaptığını bilmeden ayaklanan kadınlı erkekli kümeler vardı Türk insanının sevinci böyleydi."
"Bunların hiçbiri oradaki on iki askeri ilgilendirmiyordu, neden bu kadar üstünde duruyorlardı anlamış değildi Yusuf. Görevi anlatırsın, silahı verirsin gönderirsin bu kadar basitti."
Saraydayken bilge bir misafirin, "Bütün suçlar hırsızlığın başka bir şeklidir." dediğini işitmişti. O zamanlar pek aklına yatmamıştı bu sözün verdiği anlam ama şimdilerde anlıyordu ki gerçekten öyleydi. Her hırsızlık insandan bir şeyler çalıyordu. Kiminden hayatını çalıyor, kiminden özgürlüğünü çalıyor, kiminden malını veya başka bir şeyini çalıyordu. Öyleyse affedilemez bir suçtu hırsızlık. Çünkü bütün suçlar ondan başlıyordu.