Sev! Mutlaka Sev!
Hiç bir şey bulamazsan bir kütüğün başına bir külah geçir onu sev. Sonra düşün! Ara, bul, Sevilmeye layık olanı SEV!
Üstad Necip Fazıl Kısakürek
1948’den 1960 yılına kadar geçen sürede tiyatro eseri kaleme almayan Üstad Necip Fazıl, 1960 ihtilaliyle girdiği hapiste, üç piyes yazmıştır: Ahşap Konak, Kumandan ve Reis Bey.
Piyesin ana karakteri Reis Bey, bir ağır ceza reisidir. Ömrü otel odalarında geçmiş, yapyalnız ve tuhaf bir adam. Taş kalpli bir kanun tatbikçisi… Onun nazarında merhamet, idamlık bir suçtur ve «cemiyette bir ferdi korumak için bin kişiye idam gömleği giydirmekten kaçınmamalıdır.»
Günün birinde, annesini öldürdüğü iddiasıyla huzuruna çıkarılan bir gencin idamına karar verir. Artık olaylar çok farklı gelişecek ve Reis Bey'in buz gibi iç dünyası müthiş bir sarsıntıyla yerle bir olacaktır.
Her insanın içinde kendi adalet anlayışına bağlı savcı, yargıç ve hakim bulunur. Gerektiği yerde sorgular, hüküm verir. İşte büyük Üstadımızın bize kazandırdığı bu eser tam anlamıyla adaleti eleştiriyor. Reis Bey, merhameti ile vicdanının azabına uğramış verdiği yanlış kararıyla bir insanın idamına sebep olmuştur. Hakimlik mesleğinden istifa etmesine rağmen vicdanı peşini bırakmayan aydını anlatır. Büyük Üstadımız 1960 ihtilali ile girdiği hapiste üç perdelik bu oyunu yazmıştır. İlmek ilmek merhamet işlenen bu eseri okumakta fayda var.
Reis BeyNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20088,2bin okunma
Necip Fazıl'a izafeten anlatılan bir anekdot var. Üstad bir gün, aç kalmışken, bir pastanede, gazetesine yetiştirmesi gereken yazasını da yazmaya çalışıyor. Önündeki kâğıda yazının başlığını yazmış:
"Açlık"!
Tam o sırada bir arkadaşı çıkageliyor ve üstadı yemeğe davet ediyor. Üstad davete icabet ediyor. Yemekten sonra yazısını yazmak üzere kâğıdını önüne koyduğunda, yazmakta zorlanıyor ve: "Bütün açlık ilhamımı mahvettin!" diye arkadaşına serzenişte bulunuyor.
Üstadın özlediğimiz nesil konferanslarının yer aldığı bir eser. Aksiyon ruhu eserde çok sık geçiyor. Üstad maddeden çok manadaki aksiyon üzerinde duruyor.
Verdiği örneklerin birinde “mesela, bir makinenin keşfi, işine ve makinesine göre aksiyon olabilir de hiçbir makinenin işi aksiyon olmaz.” diyor. İşte keşfin önemi ve bilime verilen değer...
Okumanızı tavsiye ederim.
İmân ve AksiyonNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20163,673 okunma