Ne söylesem, nasıl söylesem bilemiyorum. En temelde beni samimiyetiyle, çarpıcılığıyla, sıradışılığıyla, hüznüyle, acısıyla yoğuran bir eser oldu. Ümit Yaşar da garipçiler gibi günlük hayatı, arzularını ön plana çıkararak aşk, ölüm, yoksulluk, unutulma korkusu, cinsellik, yalnızlık gibi konularda içten ve insanı sarsan şiirleri kaleme alabilmiş. Kendisinin de belirttiği üzere aşkın ve ölümün şairi gibi, çünkü şiirlerinin çoğunda insanı bir sonbahar hüznü gibi saran bir melankolizm var. Özellikle yaşadığı acılar ve kayıplar, yoksulluğun, yokluğun her türlüsünü görüşü Ümit Yaşar’ı Ümit Yaşar yapmış. Döneminde yapılan eleştirileri bir okur olarak bilimsellikten uzak subjektif, acımasız ve yersiz eleştiriler olarak bir kenara atıp, acının,ölümün,yalnızlığın her türlüsünü görmüş ama bunları büyük bir samimiyet, ustalık ve sıradışılıkla işlemiş üstadın eserini okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.