Bir kavuşma hikayesi olarak bestelemiş Beethoven aynı isimli besteyi. Aslında ne kadar aynı yerlerde dolaşıyor Tolstoy'un eserindeki cümleler de. Karakterimiz Pozdnişev de kavuşamıyor, ulaşamıyor, en önemlisi iletişemiyor. Bu hikâye, fiziken yan yana olup ruhen çok uzaklarda birlikte olmak zorunda kalanların hikâyesi.
Öncelikle eserde çok incelikli bir "evlilik" ve "cinsellik" teması var. Kitabın başlarında Pozdnişev'in sorguladığı sorulara cevap verirken buluyorsunuz kendinizi. Haklı veya haksız demeden bir "gerçek hayat" sunuyor önümüze. Daha sonrasında gittikçe artan bir ritimle belki de son yıllarda okuyacağınız en detaylı cinayeti hayal ediyorsunuz kafanızda.
Özellikle kadın ve erkeğin toplum içindeki yerini, tırnak içinde "evin içindeki görevlerini", bireyin toplum normlarına nasıl boyun eğdiğini sorularla gözler önüne getirirken bir yandan da işlenen cinayetin gerginliği ve korkutuculuğu, bununla kalmaksızın işlenen cinayetin neredeyse her detayıyla anlatılması, okuyucunun kitabı nefes almadan okumasına sebep oluyor.
Cinselliğin insan hayatını ergenlikten itibaren nasıl etkilediğini, evlilik içindeki cinsellik ile evlilik dışı cinsellik normlarının toplumları nasıl bir dünyaya sürüklediğini gözler önüne getiriyor.
Eseri bitirdikten sonra hemen Beethoven'ın eserini açıp incelemeyi yazmaya başladım ve farklı bir hissiyat bıraktı bende. Kesinlikle okumaya değer, ince bir kitap olmasına karşın içinde derin bir hissiyat var.
Kreutzer SonatLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,6bin okunma
"Bence yüz güzelliği denilen şey yalnızca gülümsemedir: Gülümseme yüze güzellik katıyorsa o yüz çok güzeldir, gülümseme yüzü değiştiriyorsa o yüz sıradan bir yüzdür, gülümseme yüzü bozuyorsa o yüz çirkin bir yüzdür."
"Sevdiğin bir varlığın hatlarını hayalinde canlandırmaya çalıştığında geçmişten o kadar çok anı belirir ki, bu anıları, gözyaşları arasındaymış gibi bulanık görürsün. Bunlar hayal gücünün gözyaşlarıdır."
"Her zaman geçer; öğlen sıcağı akşam olur, gece olur ve acı çekenler, yorgunlar tatlı tatlı uyuyacakları huzurlu yuvalarına dönerler..."
İşte tam da böyle karakterler bu romanın karakterleri. Hepsi yorgun, hepsi birbirinden farklı hayat tecrübeleri sunuyor okura. Dönemin Rusya'sının gri görüntüsü altında renklenmeye çalışıyor roman karakterleri. Kimi başarıyor, kimi de hayatın sillesini yiyor. Okurken birçok düşünce çatışmalarının içinde olmak ve haklının veya haksızın objektifliğinin okura bırakılması (haklı veya haksız var mı bu da bir tartışma konusu)beni çok iyi hissettirdi.
Özellikle Bazarov karakterinin derinliği muazzam bir ayrıntı katıyor kitaba. Kitabın başlarındaki Pavel Petroviç-Bazarov fikir çatışması ders kitaplarına konulacak nitelikte.
Rus edebiyatının bu kült eserini herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,4bin okunma