Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
320 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Jack London benimsediği hayat tarzıyla ABD'nin neredeyse tümünü baştan başa gezmiş, altın arayan kitlelere katılmış, denizlere açılmış doğanın ve insanın tüm devinimlerine birebir şahit olmuş olağanüstü bir yazardır. Hayatın bu gelgitleri arasında eğitimi de ihmal etmemiş üniversiteyi de bitirmiştir. Yazarlık serüvenine 1903'te yayımlanan ve benimde ortaokul yıllarımda okuma fırsatı yakaladığım ilk kitabı Vahşetin Çağrısı ile başlayan yazar ardında 15 eser bırakarak edebiyat dünyasında silinmez bir iz bıraktı. Demir Ökçe distopya edebiyatının ilk eseri olarak kabul edilir. Jack London günümüzden 100 sene öncesinde kaleme aldığı eserde dünyanın bugününü tasvir etmiş ve bizi Kapitalizm canavarının saldırısına karşı uyarmıştır. Demir Ökçe, Oligarşinin, Amerikan Emperyalizminin ilk önce kendi toplumunda nasıl büyüyüp geliştiğini emeği, insan onurunu, alın terini nasıl heba ettiğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Tekelleri, Tröstleri, insan kanı emerek semiren sermayenin ne denli tehlikeli bir canavara dönüştüğünü ve bu canavara karşı direnen bir avuç onurlu devrimcinin öyküsünü okuruz bu kitapta. Kitabın anlatıcısı devrimci ve aşık bir kadın olan Avis Everhard'dır. Avis devrimci bir lider olan Ernest Everhard'ın eşi ve sevgilisidir. Kitapta gelişen olaylar koca Amerikan toplumunu idare eden bir avuç oligarkın ve milyonların savaşımının anlatısıdır. Yüzyıllardır süregelen bir savaşın manifestosudur bu kitap ezen ve ezilenin..
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,8bin okunma
"Kaskatı kesilmişlerdi, acı çekiyorlardı; kasları sızlıyor, kemikleri sızlıyor, yürekleri sızlıyor ve bu yüzden dilleri keskinleşiyor, sabahları ilk, akşamları son sözleri hep kırıcı kelimeler oluyordu."
Reklam
Yaşamın doğruluğunu belirleyen ve bununda üstünde yaşamın daha da fazla yükselemeyeceği bir kendinden geçiş vardı. Bu kendinden geçiş, kişinin en canlı olduğu anda gelir ama beraberinde canlı olduğu unutkanlığınıda getirir.
içinde tarifi imkansız bir boşluk hissediyordu; belki biraz açlığa benziyordu ama durmaksızın sızlıyordu, hiçbir yiyecek bu boşluğu dolduramazdı.
Reklam
Buck’ın ayakları husky köpekleri kadar sağlam ve sıkı değildi. Son kalan vahşi atası bir mağara adamı tarafından evcilleştirildiği günden bugüne kadar süregelen nesiller boyu onun ayakları yumuşamıştı.
Yeni köpeklerden Pike numaradan hasta taklidi yapan, hırsızın biriydi ve bir keresinde Perrault sırtı dönükken sinsice bir parça domuz pastırması çalmıştı. Ertesi gün Buck bu numaranın aynısını yaptı, fakat kimse ondan şüphelenmediği için kabak beceriksiz Dub’ın başına patlamıştı.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.