"...Vâridât gibi özellikle Cumhuriyet Türkiye’sinde -sağ-sol; İslâmcılık-Batıcılık-Türkçülük gibi- ideolojik popüler söylemlerin bir tür metinsel dayanağını oluşturan başka bir tasavvuf eseri yoktur. Bunun -genel planda- üç tür sebebi olduğu ileri sürülebilir: Birincisi, tasavvuf literatürünün -bir genelleme içerse bile- bilimsel açıdan eklektik, disiplinlerarası ve bu yüzden farklı yorumlara her zaman açık bir içeriğe sahip olması; ikincisi, -daha özelde- Vâridât metninin literatürel özelliği ile alakalıdır. Yani eserin bir vâridler derlemesi olması dikkate alındığında, vâridlerin sûfî müşâhede bilgisinin aktarımında doğrudanlığı, bu nedenle gizemli bir forma bürünmesi vâridât türü metinlere yönelik farklı yorumsama faaliyetlerine kapı aralamıştır. Üçüncüsü metnin doktriner yapısıyla irtibatlıdır. Vahdet-i vücûd teorisi zemininde yükselmesi söz konusu olduğunda, şeriat-hakikat çatışmasının neredeyse çoğu vâridde yoğun gözlendiği metin, tartışmaların odağında kalan bir kitap haline gelmiştir. Dördüncüsü ise, müellifin tarihsel kimliği ile doğrudan ilgilidir. Osmanlı saltanatına ve düzenine isyanından ve/veya isyana bulaşmadığından dolayı haksız yere idam edilen ilk şeyh olması, onun sosyal rolü hakkında pek çok farklı nitelemeleri beraberinde getirmiştir..."
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 16, Sayı 31-32, 2018, Sayfa 234
Semih Ceyhan - Muhammed Akif Koç