Kabul edilmeyen dua yoktu. Ya dünyada verilirdi istediği veya ahirete saklanırdı.Ya da istediği iyilik yerine başına gelecek bir kötülük bertaraf edilirdi. Yeter ki ürpermeyen bir kalp olmasın kalbi. Yeter ki farkına varsın hikmetin: " İlahî ihsan gecikti deme! Geciken sensin nefsini yöneltmekte Allah' a!"
“İstemem, eksik olsun!”
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi, önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine, dolanla tırmanmak mı? İstemem!
Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, taklalar mı atmalıyım? İstemem, eksik olsun!
Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli? Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret, eksik olsun!
Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli? Eleştiriden mi çekinmeli? ‘Adım Mercuré dergisinde geçse’ diye mi sayıklamalı? İstemem! İstemem, eksik olsun!
Korkmak, tükenmek, bitmek… Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem, eksik olsun! İstemem, eksik olsun!
Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek… Tek başına… özgür olmak! Dünyaya kendi gözlerinle bakmak. Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak. Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak; ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek; isteyince Ay’a bile gidebilmek…
Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek…
Demek istediğim, asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğüdünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
– Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden, seni sevmediğini!
– Sus!
...Ben bir güzel aşığım işte
Belki de aşkın kendisini seviyorum
Belki seninde ötende senden de ziyade
Bir asumanı seviyorum
Ama bunların ne önemi var ki
Ben seni seviyorum ya
Burda emanet gibi duruyor
Varsın kavuşma olmasın
Varsın tek taraflı olsun