ah'lar ağacı türkçenin en derin ünlemini kendine ad seçen bir kitap. okuma sürecinde, okuyucu da içinden ah demekten kendini alamaz. şiirin büyüsünün şair ve okuru bir ve aynı kıldığı bir şiir. "ah" diyen özne dünya karşısında sadece bir ses olmaktadır -bir ses olmaktan kendini alamamak ya da bedensiz bir sese dönüşmek-
yok olmak var olmanın acısına yeğlenir.
benim yokluğumdan dünyaya bir elbise çıkar sanmıştım.
dünyayı yokluğuyla "doldurmak, giydirmek" tam olarak, tam tersinden, benliğin dünyayı doldurması. yok olma isteği birden bir benlik sıçramasıyla başka bir düzeyde dönüştürülür. didem madak şiirlerinde az rastlanan bu tür bir imge, ancak yok olmakla mümkün bir zihinsel arılığın göstergesi olarak okunabilir.
vasiyetimdir:
dalgınlığınıza gelmek istiyorum
ve kaybolmak o dalgınlıkla.
benlik bilinci, bilmek ve bilinmek gibi iki boyutlu bir içeriğe sahip.
bilinmekten vazgeçme ve kaybolma eğilimi sanki sadece güçlü bir benlik algısıyla mümkün gibidir.