Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçek aşk hikayesi♥ Yavuz Sultan Selim mısırı fetheder Mısır'da kalır birkaç gün onun otağını (çadırıni) temizleyen bir kız vardır. Yavuza aşık olur ve cesaretini toplar kapıya "derdi olan neylesin"yazar.Aksam yavuz Sultan Selim görür bu yazıyı Gülümser ve altına "durmasin söylesin " yazar. Kız sabah bu yazıyı görünce heyecanlanir ve "korkarsa neylesin" yazar zira yavuz Sultan çok sert bi padişahtir. Yavuz altına "korkmasin söylesin" yazar ve böylece güzel bi şiir çıkar ortaya.Muhafizlardan kızı bulmalarini ister. Kız bulunur padişahın karşısına çıkar yavuz şiirini yüzüme söyle der. Kız heyecanlanir tam ağzını açar söylemek ister kalbi heyecana dayanmaz oracıkta hayatını kaybeder. ♥♥
Bırakın Tanrı aşkına roman kahramanları olmayı, ya da tiyatro. Bir gün Hamlet'siniz, bir gün Ophelia. Bir gün Raskolnikov'sunuz, bir gün Esmaralda. Don Kişot? Belki baştan beri ve hala. O yüzden ya zaten hep roman kahramanlarısınız. Neden ama? Romanın karakteristiğidir doğru; biz de biliyoruz romanın dünyasında şık duranın gerçek hayatta dayanılmaz olduğunu. Ya da tersinden okuyalım cümleyi: "Ne kadar trajik olursa olsun, romanda anlatılanların insanda aynını yaşama arzusu uyandırdığını." Gerçek hayatta tahammülü imkansız olan, romanda pekala dayanılır duruyor. Gerçek hayatta dayanamayan, bir roman kahramanına dönüştürünce kendisini, pek hoş dayanıyor. Bunun için sürekli roman kahramanları oluyorsunuz. Böylesine kendiniz olmaktan kaçıyorsunuz. (Mor Mürekkep .Nazan BEKİROĞLU )
Reklam
"Her şeyden önce yaşa ve sırf laf olsun diye günlerini geçirme... Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan; bütün kalbin, ruhun ve bedeninle sev... Hayatını o şekilde yaşa ki; her an kendi elini sıkabilesin ve her gün faydalı olan, hiç olmazsa bir şey yap ki; gecelerin yaklaşırken örtüleri üzerine çekip kendi kendine “Ben elimden geleni yaptım” diyebilesin... Düşüncelerin neyse hayatın da odur... Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir... " ___Shakespeare
"Bilekleri kesmek falan hikaye, hic umudunu kestin mi? Ben kestim. Sanki kanamasi durmak bilmeyen hayat damarlarindan birini kesmissin gibi. Kanamasi durmuyor ve her saniye daha cok acitiyor. Daha kötü olan ne biliyor musun? Ölmüyorsun..." Bu sözlerin kime ait oldugunu bilmiyorum ama herkesin hayatinda bir dönem geliyordurki bu sözlerde ifade edilenleri hissediyordur... Hayat acimasiz deriz, fakat gercek olan ise, hayatin degil insanlarin acimasiz oldugudur ne yazikki. Allah hic kimseyi vijdansiz insanlarla sinamasin.. Bütün kitap sever arkadaslarima hayirli aksamlar diliyorum...
Vicdan,bir is meselesidir.Ona kimse karisamaz.Kurbanina acyorsa,aci duyar.Derin bir kalp ve büyük bir zeka için keder,önune geçilmez bir şeydir.Gerçek büyük adamlar,dunyanin en gerçek ve en kotu acilarini yasamislardir. Suç ve Ceza
''Şunu itiraf edeyim ki klasik gizliliğin gerçek değerini seyirci olmasa öğrenemezdim.Ve şu kanıya vardım: ''Her şeyi göstermemek gerekir.''Günümüzün ressamlarından bazılarının neler söylediklerini biliyorsunuz.Bir tablo her şeyden önce bir ''obje'' dir, kendine özgü yapısı ve dokunuşu olan bir ''obje''. Ama onun anlamını bulan,yazarla işbirliği yapan seyircidir.'' Jean-Paul Sartre/ Saygılı Yosma'nın 1961 yılı basımında geçen Tiyatro Üzerine Sorular kısmından. (Konuşma 15 Ekim 1959'da yapılmış.)
Reklam
Kitap Okumak, Hayatı Okumaktır… Tanrım bana kitap dolu bir evle çiçek dolu bir bahçe ver. (Konfüçyüs) İyi kitaplar en gerçek dostlarımızdır. (Francis Bacon)
Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
Bu da benim kalemimden; (Anı) Hiçbir şey şey yapmak gelmiyor içimden. Belki biraz uyumak. Üzerime ince bir battaniye örtüp kapatıyorum gözlerimi. Düşle gerçek arası bir yerdeyim. Belki geçmiş, belki şimdi. Hiçbir şey bilmiyorum. Etrafım tanıdık insanlarla dolu.Hepsine aynı şaşkınlıkla bakıyorum. Sonra büyük bir aynanın karşısında buluyorum kendimi.Senelerdir görmediğim arkadaşlarım yanımda.Konuşuyorlar,gülüyorlar ve bana sürekli bir şeyler soruyorlar. Onlara bakıyorum.'' Heyecandan ölebilirim '' diyorum. Heyecan, ben,arkadaşlarım,uğultu,ayna,duvarları beyaza boyalı oda... Biri kapıyı tıklıyor.''Herkes hazır, hadi'' diyor bana.Kim olduğunu anımsamıyorum.Belki annem. Belki de orada bulunan bir görevli.Sonra onun sesini duyuyorum.Birazdan koluna girip usul adımlarla yürüyüp,herkese gülümseyeceğim.Son kez bakıyorum karşımdaki aynaya.Üzerimde bembeyaz bir elbise.Etek uçları uzun.Başımda bir tül.. ''İyi günde kötü günde ''diyor memur.Sözler tanıdık.Bilmem bu kaçıncı duyuşum.Ama ilk defa bana söylüyor.Sonra;''evet'' diyorum.Salonda bir alkış kopuyor.İçimden dua ediyorum ama kimse duymuyor.O an herkes bana yabancı.Kimseyi umursamıyorum.Sonra dua bitiyor. Yine bilindik yüzleri görüyorum. Bakışlarımla babamı arıyorum.İşte orada. En uzakta .Ben ona baktıkça aramızdaki mesafe büyüyor.Elimi uzatsam tutamam. Sarılmak istiyorum ona. Ama olmuyor.. Gözlerim doluyor. Herkes mutluluktan ağladığımı sanıyor. Selvihan Kadıoğlu
ANLAR Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır, daha
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.