Bu konuda Sokrates'e katılmıyorum. Çünkü "iyi" kavramı insandan insana değişiyor. İnsanların eleştirisinden kaçmak uğruna hayatımızı zindan etmek yerine kendi ölçülerimizde "iyi" olmak daha mantıklı bence.
Bu konuyu ben de sorguladım aslında. Kime göre? İyiliğin bir ölçütü var mı ya da bana iyi gelen bir başkası için de aynı mıdır? Sizinle hemfikirim diyebilirim ama Sokrates bu iyilik mevzusunu para, pul peşinde koşarak cahillikle övünenler yerine insanları bilgilendirmek uğruna yoksul kalmak anlamında yorumluyor sanki. O zaman da o tarafa kayıyorum. :)
ürküyorlar gözümdeki ateşten
ürküyorlar dilimdeki zehirden
ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
diyorlar: bir yanı sarp bir uçurum,
bir yanı çılgın dağ doruğu.
oysa böyle yapmasam ben
nasıl korurum içimdeki çocuğu?
bir yanım çılgın nar ağacı
bir yanım buz sarayı.
"İnsanfiller, insankarıncalara tıpkısını yapıyorlar, onların içlerindeki umudu çürütüyorlar." (syf.168)
Bu cümleyi okuduktan sonra, yazmak istediğim birkaç cümle olduğunun farkına vardım. Kitapla alakalı merak ettiğim başlıca sorular var aklımda. Yaşar Kemal'in okumuş olduğum ikinci kitabı ve ilkine nazaran bunu çok daha severek,