Tarih, aşk, felsefe ve dahası temel değil, çatı da. Temel de çatı da gövde de tasavvuf. Diğer her şey tasavvufun bunlara nasıl baktığının birer yansıması. Bu yansıma ise ancak yaşayarak tadılır. Değil mi ki tasavvuf kâlden ziyade hal ehlinin işidir.
Şair adlı eseriyle kalemine hayran kaldığım Rafet Elçi, Ahrar namlı bu eseriyle de bir roman nasıl olmalı diye arayışta olanlara gururla işte böyle diyebileceği bir eser veriyor.