"En sonunda, günün kırışık yüzünü tüm argümanlarıyla, izlenimleriyle, öfkesiyle ve kahkahasıyla birlikte sarıp çalılara fırlatma zamanının geldiğine karar verdim. Göğün mavi boşluğunda yanıyordu binlerce yıldız. İnsan bu esrarengiz toplumda yalnız görünebilirdi. Tüm insanlık uykuya dalmıştı; yüzükoyun, yatay ve suskun. Oxbridge sokaklarında hiç kıpırtı yoktu. Otelin kapısı bile görünmez bir elin dokunuşuyla aniden açıldı. Odama kadar bana ışık tutacak bir otel görevlisi bile yoktu."