Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

şaziye..

şaziye..
@verbavolentscriptamanent
"kendi sokaklarında kıblesiz yolcu..."
260 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Eğer Nietzsche'ye yapılmış en büyük haksızlık felsefesinin çarpıtılarak nasyonal sosyalizme alet edilmesi idiyse; Lou Salomé'ye yapılan da, entelektüel yanını tanımayanlar tarafından kişisel yaşamı üzerinden dar tanımlara hapsedilmesi olsa gerek. Nietzsche, Lou Salomé ile ilişkisini "ikiz zihinler" olarak nitelemişti. Bu kitabın her bir satırı Nietzsche'nin ifadesinin ne kadar yerinde olduğunu kanıtlar nitelikte. Kitabın bu baskısı, Salomé'nin iki ayrı metnini içeriyor; ilki olağanüstü güzellikteki Nietzsche analizi, ikincisi de başka Türkçe baskısı bulunmayan 'Erotik' adlı metin. İlkinde Salomé, Nietzsche'nin psikolojisi, felsefesi ve eserleri üzerine muazzam bir psikanaliz uyguluyor. Nietzsche'nin düşünsel yolculuğunu tarafsız ve rasyonel bir bakış açısıyla başından sonuna kadar izleme ve daha iyi kavrama olanağı sunuyor. İkincisinde ise "en mahrem benliğimize açılan kapı" olarak tanımladığı erotizmi, toplum, birey, din, sanat ve ilişkiler bağlamında ele alıyor. Her iki metin de, sayfaları dönüp dönüp okutacak bir derinlik, zekâ ve ustalık barındırıyor. Gerek Nietzsche'yi yetkin bir ağızdan dinlemek, gerekse erotizme nesnel bir gözle bakmak için kesinlikle okunası.
Eserlerinde Nietzsche
Eserlerinde NietzscheLou Andreas-Salomé · Africano Kitap Yayınları · 2019110 okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"Nasıl adlandıracağım adlandıramadığım sözcüklerimi?" diye soruyordu Beckett, Hiç İçin Metinler'de. Adlandıramadığı her şeyi Adlandırılamayan'a sığdırmış sanki... Burada zaman yok, mekân yok, uzam yok, keza bir gerekliliği kalmamış olan beden de yok. Konuşan kişiye ait biçimsiz bir biçim var yalnızca; kim olduğunu, nerede
Adlandırılamayan
AdlandırılamayanSamuel Beckett · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018204 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"Yine de bir süre sonra büsbütün öleceğim sonunda. Gelecek ay belki." Böyle başlar Malone, kendine ya da bize bir şeyler anlatmaya. Molloy yahut Moran, kör topal ilerleseler de ayaktaydılar hâlâ. Malone ise dikeyliğini yitirmiştir, yatağa bağımlı vaziyettedir, başa çıkmayı beceremediği hayatın karşısında yatay haldedir, bir nevi
Malone Ölüyor
Malone ÖlüyorSamuel Beckett · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018265 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dünya bize hep der ki "şu noktada doğdun, haydi tutun, ilerle, ayakların yere sağlam bassın, değişimlere uyum sağla, iyi ol, sağlıklı ve zinde kal, başarılı ol." Çoğunluk sormaz oysa, nedir 'başarı', nedir 'iyi ve sağlıklı olmak, basılacak zemin neresi ya da var mı öyle bir zemin? Bunca adaptasyon ne için? 
Molloy
MolloySamuel Beckett · Kırmızıkedi Yayınevi · 2018328 okunma
79 syf.
·
Puan vermedi
Bazı kitapların büyülü bir şekilde beni bulduğuna inanırım. Yaşamın basit tesadüflerini kendimce romantize ediyor da olabilirim, yine de böyle düşünmek hoşuma gidiyor. Geçen hafta Beckett sevdiğimden Yankının Kemikleri'ni aldım elime. Çevirisini Suat Kemal Angı yapmış, pek de hoş bir önsöz yazmış. Suat Kemal Angı'yı Walter
Port Sudan
Port SudanOlivier Rolin · Dost Kitabevi Yayınları · 200115 okunma
Reklam
744 syf.
·
Puan vermedi
·
58 günde okudu
Bazı kitapları bitiremezsiniz, tekrar tekrar döneceğinizi bilerek son sayfasını kapatırsınız yalnızca. Joseph Campbell'a minnetle ve büyük emeğine hürmetle kapatıyorum Yaratıcı Mitoloji'nin kapağını. André Malraux'nun muhteşem tespiti düşüyor bir kez daha aklıma : "En büyük gizem, madde ve yıldız yığınları içine böyle
Yaratıcı Mitoloji
Yaratıcı MitolojiJoseph Campbell · Islık Yayınları · 202149 okunma
523 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Yanılmıyorsam André Gide sormuştu bir yerlerde, "Tamamlayamayan ve tamamlanamayan mıdır insan?" Öyledir, tabiatı gereği öyledir; çoğu zaman zihninde başka başka benlikleri çatışıp durur; kendiyle, dünyayla, toplumla didişe didişe var olmaya çabalar; ömür denen seyahatte hırpalar, hırpalanır ... yine de ne kendisini ne de dünyasını bir
Kıyamet Emeklisi - 2. Cilt
Kıyamet Emeklisi - 2. CiltŞule Gürbüz · İletişim Yayınları · 2022215 okunma
181 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Savaşın orta yerinde, boşaltılmış bir köyde, yağmalanmış bir odada, elinde "kala kala yıpranmışlığı kalmış" iki köylü sedirde oturuyor. Ceketi örümcek ağına bulanmış bir yaşlı adam ve kadim bir mitten çıkıp gelmiş gibi duran, saçları kül rengi bir yaşlı kadın.. "Bir taş gibi sırtını yaslamış evrene... Gene de gülümsüyor, gecikmiş,
Altenburg'un Ceviz Ağaçları
Altenburg'un Ceviz AğaçlarıAndré Malraux · Sel Yayıncılık · 202052 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
'Sessizlik'sizliğin yaşamı kuşattığı bir çağı yaşıyoruz; yalnızca istenmeyen seslerin bolluğu değil söz konusu olan, yazarın da belirttiği üzere önceki yüzyıllarda da gürültü her yerdeydi ve daha az rahatsız edici değildi. Bu çağın sorunu, bize sürekli bir şeylerle meşgul olmanın, sürekli birileriyle 'bağlantı' halinde olmanın telkin edilmesi.
Sessizliğin Tarihi
Sessizliğin TarihiAlain Corbin · Kolektif Kitap · 202189 okunma
348 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Georges Perec, okuduğum her kitabıyla, kitaplarının ilginç isimleriyle gönlümü çelen, zihnimde bambaşka pencereler açan; tek kelimeyle "sıradışı" diyebileceğim canım yazar.. Şeyler, W Ya da Bir Çocukluk Hatırası, Olağan-İçi ve Uyuyan Adam'dan sonra Mekân Feşmekan da büyüledi beni. "Kimin aklına gelir ki?" cinsinden sevilesi sorular, sıradan'ın çok uzağında kalan bir zihin akışı, mekân'a bambaşka bir bakış.. Beyaz bir dikdörtgen sayfadan yatağa, odaya, daireye, mahalleye, şehre, ülkeye, dünyaya uzanan ve yine beyaz bir sayfada, yazmak'ta nihayete eren sihirli bir kitap bu. En başından sonuna kadar gülümsemekle birlikte hüzün de peşimi bırakmadı okurken.. Mekân üzerine farklı bir okuma yapmak isteyenlere öneririm. Bitmesin istediğim, tekrar tekrar elime alacağımdan emin olduğum kitaplar rafına bırakıyorum kendisini.
Mekan Feşmekan
Mekan FeşmekanGeorges Perec · Everest Yayınları · 2017120 okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Bir kitap hem bu kadar muzip, hem bu kadar hüzünlü olabilir mi? Yazarı Gospodinov ise olur. Zaman düzçizgisel değildir, yaşam da öyle, gün içinde bile bir geçmişe bir geleceğe, bir bugüne gidip dönüp durmaz mıyız? Hayalle gerçek birbirine girmez mi? Bu romanda da yazarın deyimiyle "çorba-ana yemek-tatlı şeklinde" bir kurgu yok. Daldan dala atlayan, yaşanmıştan kurguya gidip gelen, bunu yaparken bir gülümsetip bir yutkunduran anlatılar.. Tıpkı Hüznün Fiziği gibi, aynı güzellikte ve ikisi birbirini tamamlıyor bir yerde. Tuvaletler, sinekler, bitkiler, Tanrı, kediler, biten bir evlilik, hayatın gelip geçiciciliği.. Anlatılan hepsi ve hiçbiri.. Belki de bütün mesele kelimelerin ağırlığıdır kimbilir.. Çok sevdim, okuru bol olsun.
Doğal Roman
Doğal RomanGeorgi Gospodinov · Metis Yayıncılık · 2018442 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Okuyanlar ya da söyleşilerini izleyenler bilirler, Thomas Bernhard, 'kurulu düzen' denilen herşeyi sonuna kadar cesurca eleştiren sıradışı yazarlardandır. Aile, devlet, eğitim sistemi, devlet kurumları, sanat dünyası, kalıplaşmış sosyal ilişkiler, yoksuluyla zenginiyle halkın her tabakası ve bireysel zayıflıklarımız O'nun eleştirilerinden
Bitik Adam
Bitik AdamThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 20201,447 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Öykü okumayı oldum olası sevmişimdir, fakat son zamanlarda okuduğum öykü tarzı kitapların hiçbiri beni Kuytu kadar etkilemedi. Kuytu.. Ne güzel bir kelime diye düşünmüştüm kitaba rastladığımda. Neler saklarız kuytularda? Evlerin, odaların kuytularında? Ya doğadaki kuytular neleri gizler? Mekânın kuytuları bir yana, onlar keşfedilebilir, açığa çıkabilir her neyi gizliyorsa. Peki ya insanların kuytuları? Sırrına vakıf olunabilir mi insanın kuytusunun? Geçtim bir başka insanı, kendimizin kuytularında neler var bilebiliyor muyuz gerçekten; inebiliyor muyuz o kadar derine ve var mı buna cesaretimiz? Bu kitaptaki öykülerin bana bıraktığı sorular bunlar, zira her bir öykünün kuytusunda beklenmeyen bir şeyler gizli gerçekten de. Öykünün başında asla kestiremediğiniz, sona geldiğinizde bir "aaaa !" ya da "hadi canım!" dedirten bişeyler. Küçücük bir taşı kaldırdığınızda ya da kırlık bir yerde bir parça çimeni, bir yaprağı şöyle bi kenara çektiğinizde karşınıza sizi ürküten bir kurtçuk, bir böcek de çıkabilir, çok güzel minik bir çiçek veya bir kelebek de..Bu öykülerde de öyle; iyisiyle kötüsüyle insanlık halleri çıkıyor karşınıza, ama öyle o insanı 'tanıyorum' diyenlerin bilebileceği genel-geçer haller değil; hepimizin ancak kuytularında saklı olabilecek türden haller... Hani en 'yakın'larımızın bile bilemeyeceği... Ayrıca çevirisi çok başarılı yapılmış, dupduru bir dili var kitabın; okurken dinlendiriyor, bir ırmağın kıyısına oturmuşum da incecik bir şırıltıyı dinlermişim gibi hissettirdi. İşlerin güçlerin yoğun olduğu şu günlerde iyi geldi. Öykü severler kaçırmasın derim.
Kuytu
KuytuCarys Davies · Yüz Kitap · 2018129 okunma
565 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Aynaya bakma zamanı...
Körleşme sadece bir roman değil, yaşadığımız yüzyıla yönelik güçlü bir çığlık bence. Hatta yalnız bu yüzyıla değil, bin bir çeşit "sıradan vatandaş"ından bilimadamına (biliminsanına değil adamına), filozofundan aydınına, mitolojisinden tarihine edebiyatına kadar tüm insanlığa karşı bir çığlık, bir eleştiri ve özeleştiri tokadı. Dr. Kien,
Körleşme
KörleşmeElias Canetti · Sel Yayıncılık · 20213,544 okunma
355 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Hepimiz çocukluk döneminde masalların büyülü dünyasından geçmişizdir. Büyüdükçe 'gerçek hayat' denilen şeyle kuşatılır, çocukluğun evreninden uzaklaşırız. Oysa küçükken dinlediğimiz, belki bizim de şimdi etrafımızdaki çocuklara anlattığımız bütün o masallar, kadim bir gelenekten süzülerek, değişip dönüşerek ulaşmıştır bize kadar; farkında olmasak
Kral ve Hortlak
Kral ve HortlakHeinrich Zimmer · Kabalcı Yayınevi · 201013 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
ağrıyan akıllara şiir devadır...
Dönüp dönüp tavaf ettiğim şiirler vardır benim, tekrar tekrar yollarına döküldüğüm şairler, içinden çıkamadığım, çıkmak da istemediğim dizeler. İyi ki varlar, şimdi Veysi Erdoğan ve şiirleri de eklendi onlara. Kitap masada beklerken başlık bana baktı bir zaman, bir zaman ben cümleye: Kendimden Biri Değilim... Dedim, binlerce yıllık varoluş
Kendimden Biri Değilim
Kendimden Biri DeğilimVeysi Erdoğan · Ve Yayınevi · 202029 okunma