Hoşça kal.
Belki yine gelirim.
Belki ömür vefat etmez.
Ama bilirim, gün olacak, bilirim,
Senden bize, bizden sana misafir gidilip gelinecek,
Bir bahçeden bir bahçeye geçer gibi.
Ankara'da yedim taze meyvayı
Boşa çiğnemişim yalan dünyayı
Ankara'da yakın benim künyeyi
...
Anama söyleyin anam ağlasın
Anamdan gayrısı yalan ağlasın
...
Anama söyleyin anam ağlasın
Babamın oğlu var beni n'eylesin
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Şimdi Ahmet Cemil'in gözleri bulanıyordu. Bütün denizi, semayı bu bulantı içinde karıştırdı. Artık görmeyerek bakıyordu. Biraz sonra ayaklarının altında gizli bir hışırtı ile gecelerin sırlarını taşımaya hazırlanan suların üzerine geniş, uzun bir gölge düştü. O vakit vapurun kenarına, tahta kanepenin üzerine oturdu; dirseğini dayadı, başını avucunun içine koydu. Akşamın serin bir rüzgarı ile saçları uçuşarak gözlerinin önünde hazırlanan geceye bakmaya başladı.