Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Veysel Can

Veysel Can
@veyselican
Tecrübe dedikleri şey bayağılık. Ben, hatalarıyla günahlarıyla Veysel Can. Kaybediyorum.
Yazılım Geliştirici
9 kütüphaneci puanı
834 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Mütenevvi' olan nimetlerden yalnız muhabbet ve aşk ve şefkate dikkat et. Sonra da, firak-ı ebedî ve hicran-ı lâyezâlîyi nazara al! Nasıl o muhabbet, en büyük musibet olur!.. Demek hicran-ı ebedî, muhabbete karşı çıkamaz. İşte saadet-i ebediye, o firak-ı ebediyeye öyle bir tokat vuracak ki, adem-âbâd hiçâhiçe atacaktır.
Reklam
Ecell, neam, evet: Cevher-i insaniyet a'mak-ı vicdanın dibinde enîn ve hanîn edip bağıracak: "Eyvah, vâ hasretâ, saadet-i ebediyenin fıkdanına!.." diyecektir. Hayale zecr ve ta'nif ederek: "Yahu! Bu dünya-yı fâniye ile razı olma!"
Ey nefis! Seni tutup düşmekten muhafaza eden Zat-ı Kayyum'a dayan.
Sayfa 186

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her şeyde bir ihlas var. Hattâ muhabbetin de ihlas ile bir zerresi, batmanlarla resmî ve ücretli muhabbete tereccuh eder. İşte bir zat bu ihlaslı muhabbeti böyle tabir etmiş: وَ مَا اَنَا بِالْبَاغ۪ى عَلَى الْحُبِّ رِشْوَةً ضَع۪يفٌ هَوًى يُبْغٰى عَلَيْهِ ثَوَابٌ Yani "Ben muhabbet üzerine bir rüşvet, bir ücret, bir mukabele, bir mükâfat istemiyorum. Çünkü mukabilinde bir mükâfat, bir sevap istenilen muhabbet zayıftır, devamsızdır."
Sayfa 174
Nev-i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cem'iyetli merkez ve en esaslı zemberek ve dünyevî saadet için bir cennet, bir melce, bir tahassungâh ise aile hayatıdır. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünyasıdır. Ve o hane ve aile hayatının hayatı ve saadeti ise samimi ve ciddi ve vefadarane hürmet ve hakiki ve şefkatli ve fedakârane merhamet ile olabilir. Ve bu hakiki hürmet ve samimi merhamet ise ebedî bir arkadaşlık ve daimî bir refakat ve sermedî bir beraberlik ve hadsiz bir zamanda ve hudutsuz bir hayatta birbiriyle pederane, ferzendane, kardeşane, arkadaşane münasebetlerin bulunmak fikriyle ve akidesiyle olabilir.
Sayfa 223
Reklam
Müptela ve meftun ve müştak olduğunuz mecazî mahbublarda ve bütün mevcudat-ı dünyeviyedeki hüsün ve cemal, onun cilve-i cemalinin ve hüsn-ü esmasının bir nevi gölgesi ve bütün cennet, bütün letaifiyle bir cilve-i rahmeti ve bütün iştiyaklar ve muhabbetler ve incizablar ve cazibeler, bir lem'a-i muhabbeti olan bir Mabud-u Lemyezel'in, bir Mahbub-u Lâyezal'in daire-i huzuruna gidiyorsunuz ve ziyafetgâh-ı ebedîsi olan cennete çağrılıyorsunuz. Öyle ise kabir kapısına ağlayarak değil, gülerek giriniz.
Sayfa 240
…ehl-i muhabbet ve aşka ilan eder ki: Sizlere müjde! Mahbublarınızdan nihayetsiz firakların yaralarını tedavi edip merhem süren bir Mahbub-u Bâki'niz var. Madem o var ve Bâki'dir, başkaları ne olursa olsun merak çekmeyiniz. Belki o mahbublarda, sebeb-i muhabbetiniz olan hüsün ve ihsan, fazl ve kemal, o Mahbub-u Bâki'nin cilve-i cemal-i bâkisinden çok perdelerden geçip gayet zayıf bir gölgenin gölgesidir. Onların zevalleri, sizleri incitmesin. Çünkü onlar bir nevi âyinelerdir. Âyinelerin değişmesi şaşaa-i cemalin cilvesini tazeleştirir, güzelleştirir. Madem o var, her şey var.
Sayfa 238
Yıllardır her yerde sıklıkla hatırlatırım, yine bu vesile ile tekrar edeyim: İlaçla tedavi edilebilen kronik (süreğen) hiçbir hastalık yoktur. Bir başka deyişle, modern tıpta henüz maalesef kronik hiçbir hastalığın tedavisi yoktur. İlaçla tedavi edilebilen hastalıklar zaten grip gibi geçici olan hastalıklardır. O yüzden insanları daha kronik hastalıklara düşmeden önce, o hastalıklardan uzak tutmak tıbbın birinci görevi olmalıdır. İlaçlar yahut diğer tıbbî girişimler; şeker, tansiyon, kanser, kalp-damar sorunları gibi sorunlarda ancak belirtileri normale çekecek düzenleyiciler olarak iş görür. Nedenleri ortadan kaldırarak iyileşme sağlamazlar. İyileşme, ilaçtan bağımsız olarak sağlığı sürdürebilme halidir ve maalesef bu ilaç endüstrisine dayalı modern tıbbın pek tercih edebileceği bir hedef değildir.
Sayfa 180Kitabı okudu
Tat duyusunun önemli bir kısmı öğrenmeye dayanır. Mesela bir çocuk ilk kez kahve içtiğinde, kahvenin tadı ona genellikle oldukça kötü gelir. Fakat zamanla insanların önemli bir kısmı kahvenin tadından hoşlanmaya, onu keyif için içmeye alışırlar. Hatta bu tada bağımlı olmamız bile mümkündür. Bu hoşlanma, kahve tüketmenin "tat ve lezzet" girişinden sonra bedende ve zihinde yaptığı değişikliklerin tecrübe edilmesiyle ilgilidir. Uyanıklık sağlayan, dikkatimizi toplamayı kolaylaştıran, belki bir dinlence yahut sosyalleşme aracı olan kahve tüketimi; tadıyla bu olumlu sonuçların beynimizde birleştirilmesi neticesinde artık aranan ve hoşa giden bir hale gelir.
Sayfa 160Kitabı okudu
Unutmamak gerekir ki dopamin kaynaklı bağımlılıkları mâkul bir süre mücadele etmeden ortadan kaldırmak çok zordur.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
"Sözün güzetliği kısalığındandır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yemeği yemek üstüne yemektir." İbn-i Sina
Sayfa 123Kitabı okudu
Sadece belirli koşullar sağlandığında, sadece aynı dar rutin içerisinde “iyi hissedebilen” bir insan, sağlıklı değil “bağımlı”dır.
Sayfa 119Kitabı okudu
Etrafımızdaki insanlara baktığımızda; az düşünüp hemen faaliyete geçenlerin, hemen denemeye başlayanların genellikle daha başarılı olduğunu, daha hızlı mesafe aldıklarını fark ederiz. Çünkü tabiatın da temel usulü deneme-yanılma yöntemidir. "Mükemmelin iyiyi öldürmesine izin verme!" sözü, aşırı zihinsel odaklanmanın fiziksel faaliyeti engellediği durumlar için bir uyarı niteliğindedir. Yani mükemmelini yapacağım diye sürekli düşünüp hiç faaliyete geçemeden nice fırsatlar, hatta ömürler kaçıran insanlar çoktur. O yüzden bir yerden başlayıp "yapmak" başarmanın en önemli şartıdır.
Sayfa 105Kitabı okudu
Zihnimiz ve bedenimiz, bilgisayarların algoritma zincirine mahkûm hale geldikçe, düşüncelerimiz “bilgisayarlaşmaya”, yaratıcılığımız kısıtlanmaya başlıyor.
Sayfa 105Kitabı okudu
İnsanın fiziksel faaliyeti ile zihinsel/duygusal durumu, birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Mesela, günde 20-30 km bisiklet sürmenin sağlığa iyi geldiğini biliriz fakat evinizdeki bir odada, hiçbir yere gitmeden sürekli pedal çevirerek bu hedefe ulaşmaya çabalarsanız, bir süre sonra bundan sıkılmanız ve motivasyonunuzu kaybetmeniz çok normaldir. Onun yerine bir tane gerçek bisiklet alıp, sıcak soğuk, yağmur çamur demeden kendinizi dağa bayıra vursanız, riske girseniz; işte o zaman işler büyük oranda değişecektir.
4.586 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.