itidalde istişarenin önemi.
Hayatın kırılma anları vardır o noktalarda danışmak icap eder. Bizler itidali o zamanlarda öğrenmeye başladık. Akıl bir şey söylüyor içine sinmezse vicdanı müracaat ediyor. Vicdanın söylediği akılla çatışabiliyor. Sonra gidiyor, bir Allah dostuna müracaat ediyor. Ona göre bir istikamet çiziyor. Böyle bir muhitin içinde yetişince siz de fevri olmamayı danışmayı dikkatli olmayı itidal üzere olmayı öğreniyorsunuz.
Sayfa 86 - Turkuvaz Kitap/ 2. Baskı: Eylül, 2023Kitabı okuyor
Hünsa
İNSAN… İlk taşı kendine at! Bak bakalım, neren acıdı? İşte tam orası senin eksildiğin yer! Başkalarının eksiğinden sana ne senin hâlâ acıyan yerin varken? Hani bıraktığın ayak izin? Nerede? Ağırlığın var mı ki bırakacak izin olsun? Sor bunu kendine! Senden başkasına merhamet etmiyorsan bile kendine merhamet et! Sorgula kendini! Kendi iyiliğin için sorgula! Vicdanın var mı? Bize verme cevabını! Sessizce kendine söyle. İlerlemek zorunda olduğunu hissettiğin bir yolun var mı? Yoksa eğer hemen yolunu bul ve ilerle! Dininin, dilinin, ırkının, inancının, doğduğun ülkenin, çevrenin, ailenin, malının, seçimlerinin, tercihlerinin, işinin, mesleğinin ne olduğunun hiçbir önemi yok bizim için. Yönünün de, yolunun da hangi tarafa olduğu ne fark eder; yolunun sonu insanlığa çıkıyorsa eğer! *** Yası olan bir kadının yüzüne değil de eline baktığında, kaybın için sürekli başkalarını suçladığında, bir kedinin merhametini anlamayıp nankörlükle suçladığında, senin yüzünden kitapsız kalanları gördüğümde, kendinden başkasını düşünmediğini fark ettiğimde, seninle karşılaşanların bir başka canlıya karşı sahip oldukları güvenlerini kaybettiklerinde ben de sana olan güvenimi kaybettim.
Şale Köse
Şale Köse
Hünsa
Hünsa
Reklam
+360
İNSAN… İlk taşı kendine at! Bak bakalım, neren acıdı? İşte tam orası senin eksildiğin yer! Başkalarının eksiğinden sana ne senin hâlâ acıyan yerin varken? Hani bıraktığın ayak izin? Nerede? Ağırlığın var mı ki bırakacak izin olsun? Sor bunu kendine! Senden başkasına merhamet etmiyorsan bile kendine merhamet et! Sorgula kendini! Kendi iyiliğin için sorgula! Vicdanın var mı? Bize verme cevabını! Sessizce kendine söyle. İlerlemek zorunda olduğunu hissettiğin bir yolun var mı? Yoksa eğer hemen yolunu bul ve ilerle! Dininin, dilinin, ırkının, inancının, doğduğun ülkenin, çevrenin, ailenin, malının, seçimlerinin, tercihlerinin, işinin, mesleğinin ne olduğunun hiçbir önemi yok bizim için. Yönünün de yolunun da hangi tarafa olduğu ne fark eder; yolunun sonu insanlığa çıkıyorsa eğer!
Şale Köse
Şale Köse
İman Üzerine
وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ Bakara / 82. Ayet "İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, onlar cennet yârânıdırlar, onlar da orada ebedî kalacaklardır." Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Risâle-i Nur’da imanı, taklidî ve tahkikî olarak ikiye ayırmaktadır. Taklidî iman şüphelere ve vesveselere karşı koyamayıp, çabuk sarsılacağından, onu taklitten tahkike çıkarmak yani, hakikî iman yapmak zarureti ve önemi üzerinde durmaktadır. Bütün mesâisini kâinatta en yüksek hakikat olan iman üzerine teksif eden Üstadımız Bediüzzaman Hz, İşârâtü’l-İ’caz adlı eserinde dört ayrı tarifle imanın mahiyetini ortaya koymaktadır. Birinci tarif: “İman, Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’ın tebliğ ettiği zaruriyât-ı diniyeyi tafsîlen ve zaruriyâtın gayrisini icmalen tasdik etmekten hâsıl olan bir nurdur.” İkinci tarif: “İman, Sa’d-ı Taftazaninin tefsirine göre, Cenâb-ı Hakk’ın, istediği kulunun kalbine, cüz-i iradenin sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur.” Üçüncü tarif: “İman, Şems-i ezelîden vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve bir şuâdır ki, vicdanın iç yüzünü tamamıyla ışıklandırır.” Dördüncü tarif: “İman, Şems-i Ezelîden ihsan edilmiş bir nur olduğu gibi, saadet-i ebediyeden de bir parıltıdır.”
Sana vicdanın tanımını yapmamın ne önemi var sen onu içinde duymuyorsan şayet. Cündioğlu
...ölmüş birisi için vicdanın pek önemi yoktur.
Reklam
112 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.