Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

pols

pols
@viipols
İnsan-Toplum-Sosyoloji
18 Kasım
7 okur puanı
Eylül 2023 tarihinde katıldı
pols
@viipols·Bir kitabı okumaya başladı
Kusursuz Kararlar Vermek ve İkna Sanatı
Kusursuz Kararlar Vermek ve İkna SanatıUğur Batı
7.4/10 · 94 okunma
Reklam
Satrançtaki şah benim, mat olana kadar piyonlar eksilse de oyunuma devam ederim.
Asla hiç kimsenin kendinize olan inan­cınızı sarsmasına izin vermeyin çünkü gerçekten sahip olduğu­nuz tek şey budur.
Sherry Argov
Sherry Argov

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaten kişisel çabanın bu kadar zahmetli olmasının nedeni, zorunlu olarak eşgüdüm gerektirmesidir.
Nicole, kâh oraya kâh şuraya konan ama bir yarar üretmeyen bu çalışanlara "sinek zihinliler" adını verir. Fenelon'un güzel imgesiyle ifade edecek olursak, onlar "rüzgara açık bir yerde yanan mum" gibidirler.
Reklam
İrade nedir
Çünkü irade enerjisi çok sayıda ve çeşitli çabalardan çok, zihnin tüm gücüyle aynı hedefe yönelmesinde ifadesini bulur.
Sayfa 7
Eğer iş hayatının yanı sıra bir entelektüel uğraşları düzeni oluşturmazsa, enerjinin bu şekilde giderek paslanmasından kurtulmak mümkün değildir.
Yaşamın yorucu onurundan muaf olmak için:
"Düşük ücretli, pek değer verilmeyen, geleceği, ufku olmayan, insanın bir iskemlede ömür çürüttüğü, her gün hemen hemen kısır bir uğraşın boşluğu içinde yeteneklerinin gerilemesine ve adım adım paslanmasına tanık olduğu, ama buna karşılık düşünmekten, istemekten ve eyleme geçmekten kurtarılmanın kelimelerle dile getirilemez sevincini bulduğu memurluk görevleri... Vesayetçi bir yönetmelik... insanın faaliyetini bir duvar saatinin düzenli hareketi içine sokar ve onu eyleme geçmenin ve yaşamın yorucu onurundan muaf tutar."
Sayfa 5 - Bay Maneuvrier
İnsanların kendilerini senden korumak için bir silahı var: mantık. Bu yüzden, onu onların elinden mutlaka alman şart. Temellerini dinamitle. Ancak dikkatli olman lazım. Hemen inkâr etme. Hiçbir şeyi inkâr etme, elini gösterirsin. Mantık kötüdür deme sakın. Bazıları onu da yapacak kadar ileri gitmiş, beklenmedik başarılara da ulaşmışlardır gerçi… Ama sen mantık sınırlıdır de, yeter. Onun daha üstünde başka şeyler var, de. Nedir? O konuda pek açık seçik olmasan da olur. Alan nasılsa geniş. Bir yığın şey bulabilirsin. İçgüdü dersin, duygu dersin, vahiy dersin, ilahi sezgi dersin, diyalektik materyalizm dersin. Eğer bir yerde yakayı ele verirsen, birisi sana, doktrinin mantıksız derse, ona da hazırsın demektir böylelikle. Mantığın ötesinde başka şeyler var, dersin ona. Düşünmeye çalışma, hisset, dersin. İnanman gerek dersin. Mantığı bir kenara ittirdin mi, artık meydan senindir. Ne zaman, neye ihtiyacın olsa elinde sayılır. O adamı elde etmişsin artık demektir. Düşünen adamı yönetebilir misin? Biz düşünen adamlar istemiyoruz.
Ayn Rand
Ayn Rand
pols
@viipols·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Dune Mesihi
Dune MesihiFrank Herbert
8.6/10 · 6,2bin okunma
Reklam
Tutkular doğaları gereği geçicidir; ne kadar şiddetliyseler o kadar kısa sürerler: Bu kesintili halleri onları kendi içlerinde değerlendirmemize izin vermez; bu durumun ender görülen istisnaları, tutkuların gayretin sürekliliği önündeki hakiki engeller gibi, akıl bozukluğunun sınırına varan bir sabitlik ve güç kazandığı örneklerdir. Tutku nöbetleri arasına giren fasılalarda büyük bir çalışma miktarına yetecek yer bulunur. Ama kesinlikle etkisi sürekli olan temel bir ruh hali vardır ki ona gevşeklik, cansızlık, tembellik, avarelik adı verilir. Sık sık çabaları yenilemek, bu doğal hale karşı mücadeleyi yenilemekten başka bir anlama gelmez ve yine de ona karşı nihai zafer kazanılamaz.
Sayfa 4
Sebatkâr iradenin gerçek karşıtının yine süreklilik gösteren bir kuvvet olacağı bellidir.
Hemen hemen tüm başarısızlıklarımızın, tüm mutsuzluklarımızın bir tek nedeni vardır, o da irademizin zayıflığıdır; çabadan, özellikle de sürekli çabadan dehşet duymamızdır. Edilgenliğimiz, düşüncesizliğimiz, çabuk dağılmamız, bunların hepsi, madde için ağırlık neyse, insan tabiatı için de aynı manaya gelen evrensel tembellik özünü ifade eden kelimelerdir.
Sayfa 3
Eksitasyonlar arttıkça doğum oranı düşer. Yazarlarımızın hemen hepsi içimizdeki en yüce ve en soylu yanları uyaracaklarına, aşağı, bayağı içgüdülerimize seslendiler: Bizi omurilik ve omurilik soğanına indirgenmiş gibi gördüler; bize bir düşünürler edebiyatı yerine bir kafasız kalmışlar edebiyatı sundular.
Siyaset dünyası mı bize onları temin edecek? Orada, aradaki zıtlığı iyice acı verici hale getiren birkaç müstesna insan dışında, bütün ömrünü büyük bir amaca adamış hiç kimseye rastlanmıyor: Düşünce ve duygu dağınıklığı öyle büyük ki, bu dünyada çoğunlukla erkek bedenine girmiş çocuk ruhlarından başka bir şey gorülmüyor.
Çocuklar ezici çoğunluklarıyla bir eğilimler kargaşası sunarlar; zaten eğitimin de amacı bu karışıklığı bir düzene sokmak, istikrar ve birliği sağlamak değil midir? Hatta çoğunlukla, tam iş bitti sanılırken çıkagelen ergenlik krizi fırtına gibi her şeyi altüst eder: Yeniden kargaşa çıkar ve artık tek başına olan genç adam ahlaki birleştirme işini kendi üstlenmez, kendi karakterini yaratmazsa, söz ettiğimiz o "kuklalar"dan birine dönüşür. Zaten karakter doğuştan gelseydi, herkes doğduğu gün ömrünün baştan kurulmuş birliğini mutlu bir hediye gibi hazır bulsaydı, etrafımızda çok çeşitli karakterlerle karşılaşmamız gerekirdi.
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.