in the social production of their life, men enter into definite
relations ... relations of production which correspond to a
definite stage of development of their material productive
forces. The sum-total of these relations of production consti-
tutes the economic structure of society, the real foundation,
on which rises a legal and political superstructure and to
which correspond definite forms of social consciousness.
Bütün bu sözler yok edildi. Tüm mutlu anılar, asla geri dönemeyecekleri bir zamana geri aktı. Sayısız gerilemeyle, mutluluğun anlamı soldu. Koruduğu tüm değerler yırtık kağıt parçaları oldu.
You're not good at studying, playing sports, or even rock, paper, scissors. You always lose! That's probably why you never had anything good happen to you while you were growing up. But now, Doraemon will be with you!
II, APAW, 12,1935. Oğuz Kağan Destam'nın bir nüshası Uygur alfabesiyle yazılmıştır. Büyük olasılıkla 13. yüzyıldan sonra yazılmış olan, ancak bazı söylenlerin oldukça eski biçimlerini yansıtan bu el yazması, Paris Millî Kütüphanesi'nde muhafaza edilmektedir. Radloff (metin Kutadgu Bilig'e göre çevrilmiştir), Das Kudatku Bilig des Jusuf Chass
Saga ile tanışmam o kadar uzun zaman önce oldu ki tarihini ben bile hatırlamıyorum. Muhtemelen Ecmel, Nihan ya da Selis ablanın bir videosunda görmüştüm. O kadar eski fakat nedense birkaç gün öncesine kadar asla grafik romanları okumak gibi bir eylemde bulunmadım. Neyse en azından serinin bitişine yetiştim sayılır. Aynı Kralkatili Güncesi'nin
“Biz nasıl karşılaştık?
Bir gün çiçek yaprağı gibi kanatlarını savuran kelebek ufak bir çarpıntıya sebep oldu.
Biz nasıl tanışıp buraya kadar geldik?
Bir bahar günü senin sevdan ile harmanlandı sevdam.
Mucize gibiydi.
Elini tuttum ve yürüdük caddeleri baştan aşağı.
Karahindibaların telefon kulübesinin altında salındığı zaman.
Nasıl bu kadar çok zaman geçirdik birlikte?
Böyle sevgi dolu anlar yaşadığımız için mi ulaşabildik aşka?
Başladım sevdada tesadüfe yer olmadığına inanmaya.
Evrenin bir aşkı gerçek kılabilmek için…
Bir kelebeğin kanat çırpışını bile hesaba kattığına inanmaya başladım.
Mucize gibi olsa da trajik bir aşk.
Senin karşında durabilmemin bir tesadüf sonucu olmasını istemedim.
Bu yüzden tek yapabileceğim elimden geleni yapmaktı. ”