Bana ne yaptığın hakkında... en ufak bir fikrin yok, değil mi? Bana nasıl hissettirdiğin hakkında...”
“Hayır, var. Benim için durumun farklı olduğunu mu düşünüyorsun? Kalbime dokun.” Elini göğüslerimin arasına koydum. “Senin için atıyor.”
Not: Bu sahip olduğum gururun son kırıntısı, onu da alabilirsin. Yüzünü sanki benimkiymişçesine tanıyorum. Şimdi şeninkini bir daha asla görmeyeceğimi bilmek, bir parçam ölmüş gibi hissettiriyor. Sence bu gerçekten düşmanım oldu ğun için mi?
Senden bu yüzden de nefret ettim, Delilah. Beni kaplayan kabukları kaşıyabilen tek kişi olmandan nefret ettim. Beni kanatıyordun ve ben bunu istemiyordum.
Şimdi de ben seni çok fazla kanattım.
Peki neden sanki ben de yaralanmışım gibi hissediyorum?
Düşmanına âşık
olmaya başladığını fark etmek boktan bir şeydi. Bana her şeyi sorgulatıyordu. Beni kararsız yapıyordu. Lanet olsun,
kararsız olmaktan nefret ediyordum.
“Başka bir akıl oyunu mu oynuyorsun?”
“Asıl sen oynuyor musun, Elsa? Çünkü senden asla bu kadar hoşlanmamam gerekiyordu. Seni kendimden fazla düşünmemem gerekiyordu ”
Senden asla bu kadar hoşlanmamam gerekiyordu.
o anda en önemli gerçeğin farkına vardım…
Yoluma ne kadar engel koyulursa koyulsun, ne kadar yetersiz hissedersem hissedeyim, hayat beni nereye ekerse eksin…
zerafetle çiçek açmıştım .”
“Bunun bir hata olmadığını söyle..Sana da bana hissettirdiği kadar doğru geldiğini söyle”
Zavallı kalbim göğüsüme sıçradı ve “Hiç bir şey bu kadar doğru hissettiremezdi”