Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bahçesini görmediğiniz birinin baharını yargılamayın derim :)
"Bir insanın güvenilir olup olmadığını anlamak için ona güvenmek gerekir. İmkan vermeden itham etmek önyargıdır. Şöyle ki, şimdiye kadar 99 kişinin sana yanlış yapması, 100. kişinin de yanlış yapacağı anlamına gelmez. Hiç sınamadığın biri hakkında bu kesin ahlaksızdır deme hakkın yoktur. Nedense hemen herkes kendi söz konusu olduğunda nasıl bir kafa yaşıyorsa artık, dünyanın en edepli, en iffetli, en dürüst, en anlayışlı, en ince ve de en müslüman kişisidir, kendisi iyi aile çocuğudur ama başkaları özür dilerim orospu çocuğu olabilir. Özellikle de bu ortamlarda bu tiplere çok sık rastlanmaktadır. Kendisi kesinlikle Nirvana'ya ulaşmış, üstün insan olmuş ama diğerleri karaktersiz, şerefsiz boyutunda kalmış. Ne yiyorlar, ne içiyorlar bilmiyorum ama insanlık, Müslümanlık, ahlak, edep birilerinin tekelinde değil. Senin beğenmeyip burun kıvırdığın insan, Allah katında bir değere sahiptir de sen beş para etmiyor olabilirsin. Senin kendi aklınla belirlediğin kriterler belki de çok sığ şeylerdir de sen farkında değilsindir. Birkaç kitap okumakla oldum zannedip ukalalığı özgüven zanneden tiplerin nesli tükenir İnşaAllah. Onların varlığı, insanlığa ne kazandırmış da ulaşılmaz havalarına girip ve oradan çıkamayıp kimseyi beğenmezler çok merak ediyorum doğrusu." ..... ....
Bilinçli olarak telefonla hiç konuşmadan mesajlaşmadan belli aralıklarla yüz yüze buluştuğum arkadaşım, bugün mesaj atmış. Birlikte gittiğimiz bir mekanda, cam kenarındaki çiçek ilişmiş gözüne. Fotoğrafını gönderip altına da minik not düşmüş. "Nereye gitsen bir pencerenin önüne kıvrılır uzaklara dalarsın. Güneş vuran vitraylara dayanamaz ya fotoğraflarını çeker ya şekillerini o giz'li defterine çizersin. Hatrıma düştün, bu güzellikte sen gibi biraz nazlı bir cam güzeli..." Baktığım yerde görmediklerimi gösteren dostlar biriktirmeye gayret ediyorum. Şu mesajda kaç anımız saklı, her birini bu denli hatırlıyor oluşu, özel kılışı... Unutulmamak değil ama güzellikler de hatırlanmak çok kıymetli. Ufff hayatı zaten yeterince rumantik yaşayan birisiyim, hanımefendi oldu mu şimdi bu mutlu eden mesajınız 🥹 Teşekkür ederim Allah'ım. Sen muhabbetimizi kavi ve daim kıl... 🌿
Reklam
Yazıklar Olsun Sizin İnsanlığınıza!
Normalde bu tür bir hareket hiç huyum değildir ama görüntüsü Müslüman olup da, üç beş beğeni uğruna yahudi seviciliği yapan böyle utanç kaynağı insanlar görmekten bıktık usandık artık! Hadi boykot, mezalim, katliam, soykırım falan umurunuzda değil ama bu kadar da umursamaz, şuursuz olmayın! Her gün yüzlerce Gazzeli Müslümanın katledildiği bir
Yeryüzünde ki sembolleri doğru okumak...
Yeryüzündeyiz... O halde semboller dünyasına hoş geldiniz... Bir alt paylaşımımda, beynimizin manayı nasıl madde ve sembole çevirdiğini anlatmaya çabalamıştım. Şimdi, su sembolünün ardında ki manayı anlamaya çalışalım. Suyun, hidrojen ve oksijen atomu bileşiminden oluşumu hiç dikkatinizi çekti mi? Biri yok edici ateş bazlı hidrojen, diğeri
Maddenin sırrı...
Bunun direkt olarak "Her nereye bakarsanız Allah'ın vechi (Anlam yüzü) oradadır" Ayeti ile direkt alakası vardır. Allah aslında madde diye bir şey yaratmamıştır, ortada sadece O'nun ortaya koyduğu anlam ve mana vardır. Fakat et beynimiz, manayı anlam olarak dekode edemememekte, onu (dağ taş ırmak ağaç yani dünyada gözünüzün gördüğü her ne varsa) dokunulabilir sembollere çevirmektedir. Rüyalarımızda da böyle olmuyor mu? Beynimiz gördüğü manaları dekode edemiyor, onu yorumlanabilir şekil ve maddelere çeviriyor. Sonra bizler gördüğümüz her şeklin ya da maddenin ne manaya geldiğini anlamak için tabirlere başvuruyoruz. Aslında her iki olayda da, "Allah yerlerin ve göklerin nurudur" ayetinin de direkt alakası vardır.. Aslında bu olayın en güzel örneklerden biri, Kabe'de ki Hacer-ül esved taşıdır. Cennetten bir mana gelmiştir, fakat et beyin onu bembeyaz saydam süt kadar pürüzsüz bir manaya çevirmiş bize taş olarak gözükmüştür. Ama tabii sonradan zamana tabiiyeti ve insanların devamlı ona ellerini sürmesi onu karartmıştır..
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
Reklam
"EVLENMEK BİR mahâret DEĞİLDİR! "demişim
Üç yıl kadar önceydi. Yaşadığı bütün sıkıntıları ve evliliği devam etsin diye verdiği mücadeleyi bildiğim, çok sevdiğim bir arkadaşım boşanma aşamasındaydı. Tuzu kuru bazı kadınlar tarafından, boşanma kararına gelen eleştirileri anlatmıştı telefonda. Öyle çok öfkelenmiştim ki, üç beş takipçili, kendi kendime takıldığım tiwitter sayfamda bu yazıyı
Sait Köşk

Sait Köşk

@Aybebe
·
31 Temmuz 2022 13:33
Evlenmek bir maharet ya da beceri değildir. Nasiptir, kısmettir. Sen harika bir insan olduğunu için iyi bir eşe sahip değilsindir, o senin şükür imtihanındır. Çünkü nice harika insanlar nice ahlâksızla evlidir ve onun evliliği sabır imtihanıdır. Evlilik birileri için toz pembe bir hayat sunarken, bazı iyi insanlar için azaba dönüşebilir. Bu azab sadece kadının ya da adamın tek taraflı iyiliği, ciciliği, ya da çabasıyla bitmez. Evliliği biten her adam ya da kadın suçlu, beceriksiz de değildir. Bazen iki iyi insan da anlaşamaz. Ayşenur Kırcalı
Çok okumak ile ilgili suyduğum söz! Ve kitapların mükemmeliği şaka mığğ?
Ya şimdi bakın diyorlar ki bana... :) "Bu kadar okumak seni gerçek hayattan koparır azıcık dış dünyaya dön ;)" Ya ben kitap kadınıyım birr BANA BUNU SÖYLEYEN İNSANLAR SİZ GEÇEK HAYATTIN FARKINDA MISINIZ ? ( kötüleme ve alay etme anlamında söylemiyorum gerçek hayatın berbatlığından a ve sıkıcılığından birde kalitesizliğinden söylüyorum
(EL)VEDA
"“Veda" kelimesinin Arapça ne anlama geldiğini öğrendiğimde çok hoşuma gitmişti. Veda “emaneten bırakma” anlamına geliyormuş. Yani aslında veda ettiklerimize diyoruz ki, “Seni Allah'a emanet ediyorum ve bir gün tekrar görüşeceğiz.” Bir de bir daha kavuşamayacağımızı düşündüğümüz kişilere söylediğimiz “Elveda” kelimesi var. El oldun artık seni emanet edemem demek gibi bir şey bu. Hani bazı duraklar vardır. Bazı yolcular inerken, bazı yolcular biner. Bazen vuslata bazen ayrılığa sahne olur bu duraklar. İşte bizim hayatımız da öyle, bazılarına hayat kesitinde “Veda” ediyoruz. Bazılarına ise "Elveda"... İnsan emanet ettiğine bir şekilde kavuşur da. Peki ya “elveda” dediklerimiz ne olacak? Herkes gittiği yerde mutlu olacak. Biz elveda dediğimiz insanların değil, veda ettiklerimizin yolunu gözleyeceğiz hep..."
aylardan mayıs.. ve zaman aynı yerde akıyor da geçmiyor gibi.. ya da geçiyor da yüzüme esen bu rüzgar bana fark ettirmiyor gibi.. hangisi bilmiyorumm.. seninle tanıştığımız günlere yaklaşıyorum.. gelen bahar bunun habercisi his ediyorum.. yüzüme esen rüzgar burnumu sızlatıyor.. evet evet yanlış anlamadın ya da anlamdırmanda yanlışlık
Reklam
Hafif Yaralama
Atlar vurulduğu vakit yoldaki akislerine Ayaklarını ver; kendiminkilerin üzerinde duramıyorum Allahım kalbimin kırıklarını al Ya da kalbimi Kan tutuyor boğuluyorum Dünyadan hıncımı alamadım Murat değil kastettiğim Başka bir şey Kader yazıldığı gibi okunmaz lügatimizde Nasıl seslensem, ne desem bilemiyorum İmgeler kurban istiyor Yüzümü bahara
Senin Adın Âşk Âze
Senin adın aşk azê ... bazen kırık bir ezginin mısrasında bazen de nağmesini kaybetmiş bir ayrılık cefasında Senin adın aşk'tı azê ... ay'ı ortadan ayıran gecenin ayazında kadim bir sonbahar akşamında yahut giz perdesi aralanmamış bir ülkenin devrilmemiş köhne bir sokağında Senin adın aşk azê.. kaderine kabul olmuş yusuf gibi aşk
Merhum Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocanın, "Babalarımızı, dedelerimizi kestiniz" diyen bir Ermeni'ye cevabı : "Bir Ermeni ile bir yerde karşılaştıkta konuştuk. Türkçe konuşuyor. Siz bizim dedelerimizi kıtır kıtır kestiniz diyor. Ne zaman kesmişler dedim. İşte babalarımızı dedelerimizi kesmişler diyor. Ben durmadan soru
KIRILDIĞIN YERDEN FİLİZLENECEKSİN! Hayatın insana bir ömür boyunca neler getirebileceğini tahmin etmek pek de kolay değil. İyi veya kötü… ancak yine de bizlere hazırladığı sürprizlere hazırlıklı olmak gerek. Bize sunulan bir hediye paketi gibi düşünelim hayatı; paketin içinde ne olduğunu bilerek açmak, bizlerde herhangi bir heyecan uyandırmaz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.