Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ya uykular beni terk ederse ve bir daha gelmezse Ya rüyalar beni bırakırsa ve tekrar kabuslar kovalarsa Ya umudum benden kaçıp giderse Ya sen de bana sırtını dönersen Ben yine karanlığa mı terk edileceğim
Allahım, aștım mı aşar mıyım, yardım ettin mi edecek misin, ettiysen ya da edeceksen, sonrası ne olacak, tabiat boşluk kabul etmiyor diyorlar, kalbimin çukurlarına bundan sonra ne dolacak, tekrar eden her şeyden usandım ama yaşamak böyle bir şey mi Allahım, sabahlara dek tavanlara bakan gözlerini defalarca kapatıp defalarca acıyla açan, günün geri kalan tüm vaktini sızlayan gözlerle geçiren o kadın olmaktan ve sonra iyileşmekten, hayatı yeniden sevmekten, pikniklere gitmekten, çiçekler büyütmekten, sonra kalbimi tekrar çok hasta hissetmekten, yorganların altında ezilmekten, uykusuzluktan, bi uyusam her şey geçecek gibi hissetmekten, her uyuduğumda kabuslar görmekten, ve yine iyileşmekten ve Allahım ben yoruldum gerçekten,, yaşamak böyle bir şey mi, yoksa ruhum mu sakat benim, bana herkes gibi olmayı öğretir misin,,
Tuğba Karademir
Tuğba Karademir
Reklam
Bir yanılgının mı peşinden gidiyorum? Korkuyorum. Diyorum ki, geçti artık. Tam buna inanmaya başladığımda tekrar başa dönüyorum. İçim gıcırdıyor Neyi kaybettim? Hatırlamak istiyorum. Hatırlıyorum ama gitmiyor üstümden unutmanın verdiği silikler... Ne zamana kadar böyle olacak? Ne zaman bitecek neyden kaçtığımı bile bilmediğim kâbuslar. Okuduğumda başladı: "sağlam kaleler içerisinde değilim" Aklıma geliyor. 11 yaşımda, birtakım şeyler konuştuktan sonra sorduğu soruydu: "Ölmek mi istiyosun" Söylediğim şey: "Ölmek istemiyorum, hiç var olmamış olmak istiyorum" Bana bunu nereden öğrendiğimi sordu. Sadece içimden geliyor dedim. Galiba inanmadı. Yine içimden geliyor. Bir boşluğa gidiyor. "Yazma" diyorum kendime. "Yazdıkça kalıcı hale getiriyosun." Öyle mi bilmiyorum. Konuşmuyorum, konuşamıyorum. Ezberlediğim iki şiirin bi kısmını, dua gibi sürekli mırıldanıyorum. "Olanlar oldu tanrım, bütün bu olanların ağırlığından beni kolla Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi taşınacak suyu göster,kırılacak odunu kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin tütmesi gereken ocak nerde?"
Tatlı bir uyku bastırdıktan sonra, uyandığında gelen o güçlü intihar etme isteği, acaba ölümün güzelliğinin bir fragmanını tattığımdan mı oluyor? Eğer öyleyse, sanki az önce yaşanmış gibi nefes nefese uyanılan o kâbuslar, bu güzelliğin nasıl bi parçası olabilir? Ya da o kâbusları uykuda değil, gerçekten yaşadım da ondan mı geliyor bu istek? Belki de ikindi zamanı dışında başka kerahat vakitleri de vardır uyunmaması gereken, kendi zihnimde yarattığım..
Ama yanıtlarıyla başlıyor tüm cevaplarım. Keşkelerde boğuluyorum. Her şeye rağmenler bana uzak geliyor. Hayal kurmaktan kaçıyorum. Mutluluk kelimesine eskiden olduğum kadar bağlı değilim. Sevgi kelimesi beni heyacanlandırmıyor çoğu vakit. Kıskançlık kelimesinden ölesiye nefret ediyorum.Belirsizlikler içinde kayboluyorum... Geriye kalansa yine korkular. “Ya böyle olursa?”sorularıyla başlayan kaygılar. Ve bitmek bilmeyen kabuslar….(Kelimelerim beni terk ediyor sanki. Cümle kurmakta zorlanıyorum.)
Es bedbaht ruhumun aynası rüzgar Mehmed'e sen gibi teselli mi var Sürüklemiş, savurmuşsun ne çıkar Göğsümde kuru bir yapraktı kalbim Kendini rüzgara bıraktı kalbim Başımı koyunca sert yastığıma Odamda uykunun rüzgarı essin
Reklam
O gün yaşadıklarım Günlerden 5 Şubat ailemle Mardin’deyiz, anne annemlerin evinde; Galatasaray-Trabzonspor maçını izliyoruz. İlk yarıda Kaptan Muslera’nın yaptığı pas hatasından dolayı hatalı bir gol yiyip mağlup duruma düşsekte sonrasında 2 gol atıp 3 puanla maçı kazanıyoruz. Maç bittikten sonra evde herkesin keyfi yerine geliyor, çaylar
Çok konuşmuyorduk biz, çok çaba sarf etmiyorduk hayatta kalmak için ya da her dakika büyük bir savaş verivorduk bakkımızda 'yaşıyor' denilebilmesi için. Küçüğüz daha. Belki tam anlamıyla yaşamaya başlamadık bile. Tepki vermiyoruz bu yüzden çok; fazla sakin, fazla sessiz, fazla durgunuz. Kalbimizin attığını söyleyebilmek içın göğsümüzü
Benim Gibi Uyu(ya)mayanlara İthafen
Unuttum, kaçıncı koyun saydığım, Saysam da yokki uykuya daldığım. Üstümde, ağır bir yük bu yorgunluk, Yüzüm gözüm baksana uykusuzluk. Yatak üstünde dönüp duruyorum, Sanki damarıma bağlanmış serum. Birazdan nerdeyse sabah olucak, Uykum kaçmış, kovala köşe bucak.. Gecenin zifiri karanlığında, Hani o sessiz, en koyu anında, Ölüm provasındaymış gibi
6 yaşındayken kapının önünde beslediğim kediler vardı... Mutfaktan gizli gizli peynirleri ya da yiyecekleri yürütür, kapının önündeki kedilere verirdim.. Kışın geceleri yağmur ya da kar yağarken onların da üşüdüğünü düşünür üzüntüden sabaha kadar uyuyamazdım... Fırtına nın sesi her kulaklarımda çınladığında, vicdanımın rahatsızlığından yatağımda
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.