“Biz kadınlar, kendi kimliklerimizi özgürce tanımlamak ve toplumda özerk bireyler haline gelmek istiyorsak “Lanetli Havva” ya da “Fitne Yaratan Kadın”imgelerinden kurtulmak zorundayız. Bunu yapabilmek içinde özellikle tek tanrılı dinlerin ve onların kültürün her alanına sinmiş verili toplumsal cinsiyet kalıplarıyla hesaplaşmak zorundayız. Bu nedenle, dinin doğasını ve işlevini anlamak, belki de en başta bizim için biz kadınlar açısından önemlidir.( Kadınlar kadınlara karşı serttir. Kadınlar kadınları sevmez. Kadınlar… Ama bu sözcükten bıkmadınız mı ? Sizi temin ederim ki ben bıktım)
Bugün dünya kadınlar günü.
Tarih boyunca, ilahi ve insani- hepsi de erkek- birçok düşünür, değişik sebeplerle kadın konusuna kafa yordular.
Kimisi anatomisiyle ilgilendi.
Aristoteles: kadın eksik bir erkektir.
Ainolu Aziz Thomas: kadın doğanın bir hatasıdır, düşük nitelikli bir spermden doğar.
Martin Luther: erkeklerin geniş omuzları ve dar kalçaları vardır. Zekayla donatılmışlardır. Kadınlarınsa, çocuk doğurup evde otursunlar diye, dar omuzları ve geniş kalçaları vardır.
Kimisi doğasıyla.
Francisco de: tavuklar yumurta yumurtlar, kadınlar boynuz takar.
Şamlı Aziz John: kadın dik kafalı bir eşektir.
Kuran’ a göre, Allah Muhammed ‘e şöyle dedi: iyi kadınlar yumuşak başlı olanlardır.
Ve günler yürümeye başladı.
“ Kadınlık korunmaya muhtaç bir varoluş olmaktan çıkınca her şey olabilir.” ( Virginia Woolf).