Türk milleti yok mu?
O zaman dünya tarihince kanıtlanmış,
-"Paleosibirskiy"- yeni insan tipi,
-Çölü geçen ilk halk (MÖ 3. binyıl),
-MÖ 1200 yılında Gobi Çölü'nü geçebilecek hayvan
türünü yetiştirerek, İç Asya ile Sibirya'yı birbirine
bağlayan,
-Uçan atları yetiştiren ve askerî uzmanlığın zirvesine
çıkan,
-"Soylar Toplumu" denen toplumsal düzeni oluşturarak
"birey-toplum, toplum-birey" anlayışını tarihe kazıyan,
-Balıkçı ve avcı Neolit'in yaratıcısı,
-"Andronovskaya" kültürünün ağırlıklı unsuru,
-"Karasuk", "Siver" ve "Afanasyevska" kültürlerinin
sahibi,
-"Kaplamalı mezarlar"ın yaratıcısı,
-Batı'ya demir devri getirerek medeniyeti hızlandıran,
-Günümüz insanının zor kaldıracağı, büyük ve çekmek
için büyük güç gerektiren, dünya müzelerinde tanıtılan
arbaletin (büyük yay, eski ismi: caya) sahibi,
-İç Asya'dan Batı Avrupa'ya kadar millî kimliğini kabul
ettirenler kimdi, hangi milletti?
Bir kitap okuduğu zaman müellifin hayallerini ve fikirlerini takip ettiğine emin olmayan okuyucu pek azdır. İşte büyük bir aldanış: Okuyucunun müellifi ait olduğunu sandığı şeylerin çoğu, hakikatte kendi fikirleri ve hayalleridir.
Bir hikâye okuyorsunuz. İlk cümle şu: “Yağmurlu bir Nisan akşamıydı.”
Müellifin bu akşamı tasvir etmek için
Kadını yaratan adam : Columbus.
"Bir penis gibi", diyordu Columbus, kitabı De Re Anatomica'da, "ona dokunursan, kendisini bir tür erkek organ olarak gösterecek derecede, biraz sertleşmiş ve uzamış bulursun ... Bir penisle kuvvetlice sürtsen ya da küçük parmağınla bile dokunsan, semen zevkle havadan daha hızlı sağa sola uçuşur ... Bu tümsek olmadan kadın cinsel kucaklaşmada ne zevk alır ne de herhangi bir fetus döllenir." Biz bu 'tümsek'in klitoris olduğunu biliyoruz.
Sayfa 233 - AgoraKitabı okudu
Klise shakespeare in kafasını uçurmuş mu acaba
Bir psikanalist ve Harvard Medical School'da hoca olan Dr. Marvin Krims, "Shakespeare'in '129. Sone'sinin Psikanalitik Bir Açıklaması" adlı makalesinde "Şehvet Sonesi"ne özel bir yer ayırmıştır: "Duygu tükenmesi ve orji süprüntüsü olarak başlangıçtaki şehvetin alçaltıcı portresinde, ('Utancın çöpünde ruhun genişlemesi !iş başındaki şehvettir') . . . sone, kelimelerin son derece zevk veren ve derinden tatmin eden deneyim olarak da desteklediği şeyin kasvetli bir anlatısını verir," diye yazar Krims. (Burada 'ruh' semen demektir, o yüzden onun israfı ya da çıkarılması boşalmadır. Latince 'pudenda' [ tenasül organlan] (gerçekte Romalılar tarafından kullanılmaz) pudere'den -'utandırmak' , 'utanılan şey' olarak tercüme edilir¹geldiğinden, 'utanç' genital organlara gönderme yapar.
Sayfa 232 - AgoraKitabı okudu
Klitoris anatomisi ve tanımları
Seks üzerine çok fazla görüş birliği bulunmamasına rağmen, Yunanlar en azından klitorisin nerede olduğu ve nasıl çalıştığı
konusunda oldukça ilerlemişlerdi; oysa bu bilginin Avrupa'da doğru anlaşılmasına daha binlerce yıl vardı. Hipokratçılar klitoristen bahsetmezler (mamafih, 1918 kadar geç bir tarihte Gray's Anatomy'de de bahsedilmez), fakat Efesli şair Hipponax gibi
edebi şahsiyetler ve Aristofanes gibi oyun yazarları klitorise myrton (mersin ağacı meyvesi) adıyla gönderme yaparlar ve ba-
zı bilimciler klitorise gönderme yapmak için nymphe (gelin) kelimesini kullanan, M.Ö. 6. yüzyıl şairi ve Lesbos'un en meşhur
sakini Sappho'ya inanırlar. Aristotales yazılarında ondan da söz eder: "Kadının semen çıkarmaması, ilişkide, zevkin erkeğinkiyle aynı yerde üretildiği ama bunun sıvı fışkırtılan yer olmadığına işaret eder," diye yazar.
Sayfa 163 - AgoraKitabı okudu