" Değer verdiğim ve derin anlamlar yüklediğim hiç kimseyi imkansız beklentiler uğruna zorlamadım asla. Basit şeyler için kırıldığım her hikayenin sonunda " Ben sana ne yaptım ? " savunması vardı. Fakat biri için hiç birşey yapmamanın ona kötülük yapmaktan hiçbir farkı olmadığını da anlayamadılar. Oysa sıradan birilerinin kötülükleriyle değil, kendisi için özel olan kişilerin umursamazlığıyla incinir insan .. "
" Kırk cümle kuruyorsun;
Ağzını açmadan vazgeçiyorsun..
İncinme değil bu,
İnsana olan inancını yitirme !
Yaranı evde bırakıp çıkıyosun sokağa,
Yüzünde tebessüm etrafın çok kalabalık
Sen yalnızsın !
Omuzundaki yükten,
Yüreğindeki kırgınlıktan,
Hasretinden, özleminden habersiz..
Herkes yabancı hiçbir şeye öfke duymuyosun..
Sadece kırgınsın,
Neden bilmiyorum ama insan insanı hep eksik bırakıyor
Ve sadece sevdiklerimiz parçalıyor yüreklerimizi..
Sevdiklerini söylerken geride de çok şey eksik kalıyor işte .. "
" Sığamadım.. Ne hayata ne de hayatımdaki insanların hayatına. Hep bir ayağım eşiğin içinde, biri dışında. Hep eğrelti kaldım bu hayatta. Ne kızıyorum ne güceniyorum kimseye. Demekki yazgı böyle. Ama işte insan sığmak, sığınmak istiyor istemsizce. Hep fazla geldim birilerine, bazen kendime. En çokta şu koса yeryüzüne.. Sığamıyorum nedense .. "
°
" Ölene kadar cevabını veremeyeceğim bir soru var içimde: Her şeyi tek başıma yapmak zorunda kalmak beni büyüttü mü, yoksa içimde büyüyemeyen yaralı bir çocuk mu bıraktı ? "
" Hiç Hissetmedin Ne Kadar Kırgın Olduğumu. Cenaze Taşımak Gibi Ölü Bir Ruh Taşıyorum İçimde. Köşeye Geçmiş, Yüzü Duvara Dönük Bir Çocuk Gibi Ağlayasım Geliyor, Bilmiyorsun.. "