Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
........ yüreğimin şahdamarından, bir ses ile duydum: " Seni herkes terk etse de Ben terk etmem" Kulların bilmez Allah'ım hiçtim ben..Aşkın ruhuma bedelsiz biçtin de ben ermemiştim. Acının eşiğini öptüm hamd ederek. Düştüğüm yerden başladım Sana yürümeye...Allahü Ekber! Sevdirdin bana kana yanlarımı. Herkes tuz basarken yaralarına, ben "sus" bastım hiç dinmeyen aşk yarama. Gönlümden vazgeçtim de gurbetinden geçemedim. Ey Kadir-i Zülcelal! Bildim Dost elinden "Gel" olmayınca varılmazmış. Gönülden gönüle giden yar oymuş da yolun gizli olduğunu geç anladım. Aşkının ateşi varken kainata sığmayan gönlüm, iki küreklik toprağa sığacak bilirim. Mezarımı dost selamı getiren kuşlara diyar eyle. Kovma beni kapından, ben de bu aşktan azad olayım."
Sayfa 130 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
oklar uçup uçup geliyor, ulu ağacın dibine düşüp ota dönüşüyor. ulu ağaç çevresindeki otlar havadan yağmur gibi ya­ğan okların, ya da, ok gibi yağan yağmurların ürünü. otların içinde bir yılan dalgalanır, hem erkek hem dişi. ulu ağaç, acun ağacı, ortadireğidir evrenin. krallar, altın­da durur bu ağacın, bakraçlarındaki kutsal sularla dibini sularlar. aslanları, parsları, kollarıyla böğürleri arasında, suyunu çıkarır­casına sıkar, tek elleriyle boğazlarının son soluğunu keserler; ki­ mi zaman çenelerinden, kimi zaman da art ayaklarından tuttuk­ları gibi ikiye ayırırlar canavarları, bacaklarına sarılan yılanı en­ sesinden tutup boğarlar. dünya onlarındır, güçlerini ağaçtan alırlar. sevgi nedir bilmediklerinden, hayvanların ulu anasını kızdırırlar ama, sızıp yeraltına ulaşacak suları ağacın dibine dö­kerken, karıyı kocasının yanına gönderirler, ayn kalmışları kavuştururlar. ağacın dibinde durmakla, tepelerindeki gökyüzünü, gövdelerindeki yeryüzünü, ayaklarını taşıyan yersualtını bir araya getiren, evreni bir arada tutan onlardır sanki. gövdeleri ağaçla bir olduğu gibi, başlan kuşlara, ayaklan balıklara kanşır.
Sayfa 21 - metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kalabalık yere düşen bir tabak gibi parçalara ayrıldı , tekrar bir şey yapmaktan ve bir önderi takip etmekten memnunlardı. '' Ne güzel , '' dedi Morgan sessizce ; kasabaya yangını getiren adam şimdi onu nasıl söndüreceğimizi söylüyor. '' Solomon güldü. '' Söndürebileceğimizi söylemedim , sadece kontrol altına alabiliriz dedim. Yangın doğal afettir. Takdir-i ilahi. '' '' O zaman , ne yapalım? Bir mucize olması için dua edip en iyisini mi dileyelim? '' Solomon tekrar yukarıdaki kuşlara baktı ve nefes aldı. Koku şimdi daha netti , yüksek rüzgarlar onu yaklaştırdıkça daha da belirginleşiyordu. Islak Kreozot dalının katran kokusu. Onun doğal afeti. Ona ait takdir-i ilahi. Çölde yağmur kokusu...
434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018502 okunma
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.