“Bunun sebebi, Türk aydını gene, sensin!
Bu viran ülke ve bu yoksul insan kitlesi için ne yaptın?
Yıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne
attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun.”
“Anadolu halkının bir ruhu vardı; nüfuz edemedin.
Bir kafası vardı; aydınlatamadın.
Bir vücudu vardı; besleyemedin.
Üstünde yaşadığı bir toprak vardı; işletemedin.
Onu, hayvanî duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın.
O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabanî ot gibi bitti.
Şimdi elinde orak, buraya hasada gelmişsin!
Ne ektin ki, ne biçeceksin?..”