Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Anratourn ~ M. Beyza Terzi
.
Yeni yazarlar keşfetmeyi çok seviyorum. Özellikle fantastik yazan kalemleri keşfetmeyi ayrı seviyorum. Fantastik kitaplarda evren öyle geniş ki yazarın hayal gücünü daha net görüyoruz bu da benim aşırı hoşuma gidiyor Kale Şövalyeleri serisinin ilk kitabıyla da oldukça dolu bir evrene adım attık. Başları belki
Dante Russo.....
Kesinlikle touch her and you'll die karakterlerinden biri tıpkı Ana'nın diğer karakterleri gibi. Bu kadının erkek karakterlerine düşmemek elde değil. Ama kadın karakterleri... işte onlar aşık olunacak gibiler. Bruler sizi anlıyorum o yüzden :) Vivian oldukça başarılı, elde ettikleri ün ve paraya rağmen yine de kendi ayakları üzerinde durmak isteyen bir karakterimiz ve babasının yaptığı anlaşma ile Dante Russo ile nişanlandırılıyor. Tabii biraz anlaşmazlıklar oluyor fakat sonrası aşk meşk. Ben kitabı beğendim fakat okumam uzun sürdü biraz çünkü öyle beni bağlayan çok olay olmadı kitapta. Oldukça barizdi her şey. Her ne kadar karakterleri sevsemde olayların benzerliği ve monotonluğu baydı biraz. O yüzden eğer olaylı olsun heyecan arıyorum diyorsanız çok ilginizi çekmeyebilir kitap. Kitapta Chirstian, Bridget ve Ryhs'ında geçmesi güzeldi. Böyle konuk olmalarını seviyorum eski disney alışkanlıklarından sanırım :) tabii chirstian daha fazla içindeydi olayın. Bridget ve Rhys'ın sadece isimleri geçiyor bir diyalog falan yok söyleyeyim.
Kaç mevsimi vardır aşkın?
Peki ,ya ateş düştüyse topraklarına yüreğin daha kaç mevsim yanabilir?
Dönem kitapları okumayı çok seviyorum. Ancak bu dönemlere ait savaşlar olmasa,insanlar acı cekmese dünya çok güzel bir yer olabilirdi.Ne yazık ki bir insanın ölümüne ve acı çekmesine ne yazık ki başka insan sebep oluyor. Neden insanlar birbirlerine bukadar kötülük yapabilir.Yada kötülük bulaşıcı bir hastalık mı?
Yıl 1940 Kore ,savaşın yankıları devam etmektedir.Ailenin en büyük çocuğu olan Junja annesi ,büyükannesi ve ondan önceki yaşayan tüm kadınlar gibi yetenekli bir dalgıç olmuştur. Geçimlerini denizden çıkarttıları deniz kulağı mahsulleri ile sağlamaktadırlar.Babası evi terkedip başka bir şehre yerleştiği için evin tüm yükü annesi ve kendi üzerindedir. Birgün annesinin işi olduğu için deniz kulağı mahsulunu Halla Dağı yamaçlarında bulunan bir aileye teslim edip karşılığında yavru keçi almak şartı ile evden ayrılır. Teslimat için gittiği evin oğlu Suwol'u görür görmez dili tutulur .İlkkez böyle bir duygu ile karşılaşan Junja çok şaşkındır.Birgün orda kalan Junja ertesi gün Suwol ile birlikte kendi evlerine dönmek için yola düşerler.
Dağdan indiği gün Junja annesinin çok kötü hasta olduğu haberini alır. Geleceğe ait tüm umutları tuzla buz olan Junja artık kendi ayakları üzerinde durmaya çalışarak yaşam mücadelesini vermek zorunda kalır.
Gerçek bir yaşam öyküsü olan Okyanusun Gözyaşları kitabını mutlaka okuyun isterim.
“Söz konusu aşk ve bilim olduğunda zıtlıklar birbirini çeker, ama aşıklar rakipse birbirini yakar...
Hannah sonunda en büyük hayalini gerçekleştirmiş ve NASA”da çalışmaya başlamıştır. Fakat birkaç ay sonra kendini, dünyanın öteki ucunda, Kuzey Kutbu’ndaki araştırma merkezinde, yaralı ve fırtınada mahsur kalmış halde bulur. Kurtarma görevi oldukça
Mahrumiyet Oteli / Ersin Doğan
Kitabımın adı hüzünlü bir yolculuk olacağının habercisiydi aslında. Mahrumiyetler… Sevgi, ilgi, aile, dostluk gibi yoksunlukların yerini başka şeylerle doldurmak mümkün olmuyor. Eser de bu tema üzerine kurulu.
Hayatın kendisine biçtiği rolle yetinmeyenler bir gün geçmişin rövanşına mutlaka alırlar. Kimi zaman bu mutlu son getirir kimi zaman da hüsran ama ne olursa olsun yarım kalan ve acıtan bir defter artık kapanmıştır ya bu bile ferahlamaya yetecektir aslında.
Eser;
Leman, Gölge, Derviş Baba ve Kardan Adam’la sırlarla dolu bu otelde sıra dışı bir konaklamaya davet ediyor bizi.
Evsiz çocuklar, yaptığı yanlıştan dolayı evladına sırtını dönen aileler ve varolma çabasındaki güçlü kadın mücadelesi beni hem üzdü hem de uzakta da olsa umuda sürükledi.
Heyecanı çok yüksek bir romandı. Finalinde bile iki kez şaşırttı beni. Film tadında soluksuz okudum. Yayıneviyle de tanışma kitabım oldu ayrıca. Baskı ve sayfa kalitesi birçok yayınevine örnek olacak nitelikte. Demem odur ki her anlamda kocaman bir iyi ki Kıymetli yazar @ersin_dogan1 Bey’in diğer eserlerine de merakla bekliyorum.
#alıntılarım
Madem buranın hamuruna ilim irfan katılsın istiyorsunuz o zaman önce büyük bir kütüphane yapın.
Ben en çok sonbaharı seviyorum. Bana, evrenin bile renkleri solabiliyorken kendi kaderimi ağlamamın anlamsızlığını hatırlatıyor.
Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur
@ersin_dogan1 @angeyayinlarikitap
#mahrumiyetoteli #ersindoğan #angeyayınları
Naptın zalım yazar...naptın
Herkese selam. Bugün sizlere çoğu serinin final kitabının başına gelen hayal kırıklığı yaratan sonlardan nasibini almış bir başka seriden bahsetmek istiyorum. Evet Katiller Çetesi serisi...5 sene olmuş biliyor musunuz? Bu kitabın çıkması için 5 koca sene beklenmiş. İnsan ister istemez bir beklenti içerisine giriyor tabii. Bu arada ben baya baya
