"Bellek gerçekten pek acayipti,kimi zaman bir sihirbaz gibiydi;silindir şapkasını şöyle bir sallıyor ve ebediyen unutulduğu sanılan anıları ortaya döküveriyordu."
.
.İnsan yaptığı işi tutkuyla yaparsa, hayatını bir vals müziği eşliğinde, vals ritminin güzelliğini izleyerek yapar denirdi.Herşey o zaman daha kolay olurdu..
.
.Seninleyken kendimi çoğul perspektifi olan tablolardan birinin karşısındaymışım gibi hissediyorum;ben yalnızca ön plandaki şekilleri ayırt edebilirken,sen çok uzaktaki bir dağda açmış olan minik,mavi bir çiceği fark etmeme yardımcı oluyorsun.''
.
.
.Susanna Tamaro yıldızımın pek barışmadığı bir yazar.. Sanırım 3 4 kitabını okudum hatta yarım bırakmışlığım var..Ama bu kitabı gerçekten çok sevdim..Yaşlı ve emekli bir öğretmen olan Anselma Romada yalnız yaşamaktadır..Çok sevdiği mesleğinden istemeyerek ayrılmak zorunda kalmış, sevgisiz tekdüze bir hayat sürdürmektedir..Çocukları ve torunları haftada bir kez telefon ederek gelmemelerine türlü bahaneler bularak Anselmayı bir başına ilgiden ve sevgiden yoksun bırakılmışlardır...Ama bir yaz gecesi çöp tenekesinde terkedilmiş olarak bulduğu güzeller güzeli papağan biranda tüm hayatını değiştirir.. Çabucak okunan insanın içine işleyen( hatta bir bölümünde gözlerim doldu) çok güzel bir hikaye "Luısıto"... Sevgiyle iyileşmeyecek hastalık yok..Bunu çok güzel anlatmış..Muhakkak bir göz atın bu kitaba derim..