"Seni reddedebileceğimi düşündüğüne inanamıyorum, Anastasia," dedi şaşkınlıkla. "Hiçbir fikrin yok, değil mi? İzin versen senin için aşabileceğim engellerden ya da seni mutlu etmek için yapabileceklerimden hiç haberin yok."
"Seni reddedebileceğimi düşündüğüne inanamıyorum, Anastasia," dedi şaşkınlıkla. "Hiçbir fikrin yok, değil mi? İzin versen senin için aşabileceğim engellerden ya da seni mutlu etmek için yapabileceklerimden hiç haberin yok."
Jean Paul Sartre, “sarp bir kayalığın tepesinde duran bir adam için dehşet verici olan şey düşme olasılığı değil, uçurumdan atlama gücü olmasıdır." diyor. Beni çok düşündürdü, ya en çok olacaklardan değil yapabileceklerimden kaygı duyuyorsam?
Bu kitabı okurken içimde kendimi tanımaya başladığım andan beri beni rahat bırakmayan o hissi tanımlayacak bir dua oluştu ilk defa. Bu kitapların, bu olayların, bu hikayelerin beni içine çekerken aynı zamanda vicdanımın ve ruhumun olduğunu bana bu kadar çok sık hatırlatmasının başka bir anlamı olamaz. "Allah'ım eğer içimdeki bu vicdan ve yardım etme arzusu hep boğazımda düğüm olarak kalacaksa hiçbir şey yapmadan bir ömür geçirmeme izin verme. Birilerinin bir yerlerde beni beklediğini, dokunmam gereken hayatların dünya üzerinde var olduğunu hissediyorum; kendi yapabileceklerimden çekinmeme izin vermeden olabilecek en faydalı şekilde ilerlememe yardım et."