"Hangisi o, hangisi değil, bilmiyorsun. Bazıları ona çok benziyor. Kimileri biraz da o gibi oluyor. Sonra karşılaştığın şeyler karşında o değişmiş mi, bu kadar sevgisiz, bu kadar acımasız mı diyorsun, olmuyor. Sonra okuyorsun, onun çok hisli, çok yaralı olduğunu düşünüyorsun. Böyle olunca senin yüreğinden sevgiyle gelen bir merhamet dalgası zuhur ediyor ve ona şifa olmalıyım diyorsun, yine olmuyor. Sen ona gelmek istiyorsun, o istemiyor. Karşında sanki o değil de onun hayaletleri dolaşıyor. Hangisi veya hangileri o, kim o, nereden kim bilecek? Sen de bilemiyorsun. Buna rağmen onu seviyorsun işte. Yine de ona bağlı kalıyorsun. Gitmiyorsun başkasına. Girmiyorsun başkasının ahına. Çünkü aklında, yüreğinde o var, biliyorsun. Onun için çabalıyorsun. Bütün sevgini, ilgini ona vermek istiyorsun." (Jack Brighty)