Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
asıl mıyım..? Hiç öyle bildiğin gibiyim işte. Yaralı ve yorgunum. Artık kimseye güvenemeyecek kadar ürkek yüreğim. Nefes almaktan ibaretse yaşamak evet yaşıyorum. Katledilmiş duygularıma sarılıp yaşıyorum. Kimseye belli etmeden. Kimseden bir şey beklemeden yaşıyorum hemde. Kaldır o yüzündeki masumiyeti,çok yapmacık duruyor. Acımadan bak yüzüme,gördüğün gibiyim işte... Nasıl mıyım..? Bir garibim şu sıralar. Bir yanım sonsuz uçurum, diğer yanım sıra dağlar... Sinan Yıldız
"Hangisi o, hangisi değil, bilmiyorsun. Bazıları ona çok benziyor. Kimileri biraz da o gibi oluyor. Sonra karşılaştığın şeyler karşında o değişmiş mi, bu kadar sevgisiz, bu kadar acımasız mı diyorsun, olmuyor. Sonra okuyorsun, onun çok hisli, çok yaralı olduğunu düşünüyorsun. Böyle olunca senin yüreğinden sevgiyle gelen bir merhamet dalgası zuhur ediyor ve ona şifa olmalıyım diyorsun, yine olmuyor. Sen ona gelmek istiyorsun, o istemiyor. Karşında sanki o değil de onun hayaletleri dolaşıyor. Hangisi veya hangileri o, kim o, nereden kim bilecek? Sen de bilemiyorsun. Buna rağmen onu seviyorsun işte. Yine de ona bağlı kalıyorsun. Gitmiyorsun başkasına. Girmiyorsun başkasının ahına. Çünkü aklında, yüreğinde o var, biliyorsun. Onun için çabalıyorsun. Bütün sevgini, ilgini ona vermek istiyorsun." (Jack Brighty)
Reklam
FİLİSTİN'LİLER, yaralı taraflarına rağmen güzeldirler. FİLİSTİN'LİLER, gerçekliğin acımasızlığına rağmen hayatı severler.
Galbim Yaralı
Kahve içmedim ve yola çıkıyorum, diyeceklerim bu kadar
Bugün yaralı yaralı çalışacağım..
Yaralı kalbim senden medet ummuyor✔️
Reklam
Dizdim bir bir
Nasıl dizdi önüme bir bir Artık tesiri kalmamış gibi bir his Adında bitmeyen bir yudum yorgunluk, hiç geçmeyecek gibi ruhum bana ölü gibi. Dinmedi sessizlik, nedir ki çığlık atmak ? Anlaşılmak belki en derinden anlatamamak Nasıl bir uçurum bu nasıl bir Deniz kıyısı derin ve keskin Olmadı olmayacak yarınların beklentisi içinde neler öldü Kaç kişi kaldı kaldı mı ki ? Zaman, akmadan bir geriye al desem. neler değişirdi bir bilsen. Duygu sarılı sanki, yüreğim intiharda Körüm en çok bana, merhametten yoksunum acıma kalmadı çocukluğuma. Yaralı bir Ceylan var ortada saran kalmadı yaratandan başka gemi kayıp, liman görünmedi ufukta. Kayıp ve yanlız kaldım. Mahzun ve hüzün kokusu havada Mutluluğun pençesi belki bir sonra ki yaprakta, kapama umut baki kala.
“Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini.. Bilirde..Ya gözlerim?..En yaralı yerim benim.. Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim.. Kararmazmı bütün dünya bi ömür.. Ya nasıl öğretiyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bi an bile kavuşamayan ellerimiz nasılda yıkmakta bunca şeyi ne tuhaf! Oysa benim başım en çok senin göğsüne yakışırdı.. Başım ki tam omzuna yatmalıktı! Ben artık bu yetim başla hiç bir hayale ağlayamam.. Sonra boynum.. ki dalından düşen bi yaprak.. Mevsimsiz sürgün yedim Senden ayrı bi ömre doğarak İnsan yalnız kalbiyle sevmezki unutmaya ilk ordan başlasın.. Unutmak kör kuyu…Dipsiz karanlık.. Nerden başlamalı unutmaya seni bilmem ki! Senden başladım unutmaya kendimi.. ”
Ölüyorum  be anne Sen beni görmüyor bilmiyorsun Oğlun ölüme aşık olmuş anne Gözü yolda azrail'i bekliyor sessiz Sevmek istemişti oysa bir kez elifi Bağlanmıştı  yollarına  ve ilk kez güldü onunla Şimdi elleri boş Kalbi yaralı Gönlünde yangınlar kopuyor Ölüyor annen oğlun günden güne Sen yoksun anne Son kez sarılamayacaksın, göremeyeceksin Sarılacak beyaz bir kefene toprak olucak oğlun
Şimdi sahip olduğum tek şey yaralı bir kuşa dönmüş canım.
Reklam
‘‘ya topla yaralı kırlangıçları, ya bu vefasız şarkıyı bitir, artık bu yerlere sığamıyorum.. ’’
“Küstüm boz!” diye bir tabir vardı eskiden yakın arkadaşlar arasında. İşaret parmağımızla orta parmağımızı çapraz yapardık hani nedensizce. O çocuksu oyun geçmişte kaldı. Her nedense küskünlük huyu peşimiz sıra geldi bizimle birlikte. Göğsümüzü gere gere övündüğümüz yetişkin hallerimizin eteklerine yapışıp kaldı hatta. Oysa yetişkin olmanın
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.