"Aklına bir sevda türküsü düşerse bir gün
Ve bir gün ararsa gözlerin beni
Uzaklar can yakmaya başlarsa
Sürgününde sessizliğin
Bir varmış bir yokmuş masalına dönerse
Yarım kalmış nefeslerin
Balçığa dönmüş yüreğinin
Kıyısına vurmuş cesetlere bak uzun uzun
Boz kır mavisi hasretlerin
Yana yakıla açamayıp kuruduğu
Tütün kokan gecelere dalsın gözlerin
Adını Kalp ağrısı koyduğum
Köhne sokaklarda ağlamaklı günlerde
Zil zurna sarhoş olmuş şiirlere sor beni
Beni yokluğunda ara eğer
Var olmuşsa aşk bir zerre kalbinde
Boş bir çerçevenim hiçliğine sor
Soğuk duvarların bağrına bastığı geçmişe...
Ya da bir ben gelmesin aklına
Öyle şuursuz şairlerin bedbaht naraları gibi
Unutulmuş akşamların son faslında duy
Çığlık çığlığa haykırdığım ismini..."
Hayalet adam büyük umutlarla Türkçe çevirisi yapılan bir kitaptı. Aslında kitabın Hollywood hakları da satılmıştı ama bildiğim kadarıyla henüz bir filme falan dönüştürülmedi. Konusu fena değil ama öyle arka kapaktaki kadar abartılacak bir adam değil bence ve doğaüstü yetenekleri falan da yok. Bunlara rağmen tüm dünyada uzun bir süre en çok satılanlar listesinde 1 numara kalmış. Kitabı beğendim ama öyle ahım şahım bulmadım. *** Geçmişte bazı kirli işlerin içinde olan Hayalet Adam şimdi yarım kalmış bir işi tamamlamak istemektedir. İşin içinde 1 milyon Dolar civarı bir para söz konusu olsa da Hayalet Adam'ın bu parayı düşündüğü falan yoktur. Aslında ilginçlik burda başlıyor. Paranın peşinde olduğunu düşünenlerin tarafında soyguncular ve polis vardır. Aynı tarafta değillerdir ama aynı amaç peşindedirler. Bir tek farkla. Biri yasaların izinde diğeri sokakların diliyle. Hayalet Adam amacına ulaşabilecek mi?
gözleriniz madam!
gözlerinize bakıyorum da;
sanki bir yangın yeri!
yüzünüz talan edilmiş bir imparatorluktan kalmış gibi!..
bir şair oturmuş o iki kaşın arasına,
tüten dumana ve akan kana bakmaksızın!
aldırmaksızın parlıyan (patlayan) bombalara, şiir söylüyor gibi…
aslında aşktır en çetin meydan muharebesi.
siz koşuştururken lise