Yitirdim cebimdeki bütün adresleri Yağmurlar, yağmurlar ortasında kaldım Aklımı boğacak o selleri Ben kendi damarlarımda yarattım Artık ne bir satır yazı, ne de bir selam Tek kişilik bu oyunda rol alabilir Gitti bütün seyirciler boşaldı salon Geride kalan yalnızca, yalnızca maskelerdir
Ölü evi
Ey bu dünyanın ağıtsız gömülen ölüleri! Yaşadınız ve öldünüz - Bu kadar hepsi. ..
Reklam
576 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
74 günde okudu
8 Şubat 1958'de Ankara'da doğdu. Çocukluğu ve ilkgençliği Mersin ve Adana'da geçti. Türk dili ve edebiyatı öğrenimi gördü, uzun yıllar Türkçe öğretmenliği yaptı. Adana Demirspor'da futbol oynarken ağır bir sakatlık geçirmesi üzerine şiire yöneldi. Hayatının büyük bölümünü Ankara'da geçiren Ahmet Erhan, daha sonra
Burada Gömülüdür 1. Cilt
Burada Gömülüdür 1. CiltAhmet Erhan · Kırmızı Kedi Yayınları · 20222,181 okunma
Gitsem bütün akşamlar geç, sabahlar erken Kalsam bu kent alnıma yeni çizgiler ekler
Güneşin Altında Mutluluk Var
Mutluluk, bir acıriın bilincine varıp da onu [ dönüştürmektir Yaşamın sonsuzluğunda karar kılan bir umuda Sevgilinin boynuna dokunduğunda duyulan ürpertidir Öpülen ilk dudak, içilen ilk sigaradır belki Denizden yükselen kokudur sabah karanlığında Kabullenmektir yani yaşaır.ı, acısı ve sevinciyle aynı boyutta Yalnızca yaşamaktır belki de, kimbilir ...
Toprak bile, gök bile, deniz bile bir yerde yorulur Bırak kalsın süpürge duvarda, sabun kovada Anne, gel yanıma otur.
Reklam
Ama her gün herkes intihar etmiyor mu şu dünyada? Bir genç kız, duraklarda bekleterek sevgilisini, Müdürünün önünde elpençe divan durarak bir memur Sahte gülücükler, yalan dolanlar, üleşmelerle Binlerce insan intihar ediyor farkında olmayarak. Ve tren ilerliyor, kara bir yılan gibi, yalpalayarak.
Kitaplardan yapılan alıntılada yanıtlıyorlar beni Beni söylevlerle, naftalin kokan sözlerle Oysa öldüm binlerce kez o kitaplar için Onlan yazan da, sonra oturup yakan da benim.
Bir ana sıgan zamanın Şiirini yazmak isterim Ya da bir çagı sürükleyen duyguların ...
KADERİN ANLAM VE ÖNEMİ
Kader yaşamın en büyük parçası olan zaman kavramını hiçe sayan konumdadır. Konum itibariyle kaderin seçimlerini iyi yapmış olması onun ve içerisinde bulunan cevherin seçmiş olduğu zamansal mekanizmaları değerli durumda görmesinden kaynaklanmaktadır. Kaderin tek ana özelliği anın ve zamanın ötesinde birtakım olaylar bütününü görmek istemesinden meydana gelen harekât tarzlarını iyi bilmesindendir. Tek bir an tek bir bakış kaderi değiştirebilir mi? İşte bu sorunun cevabı bana göre şöyledir; Kader çizgisi ufuk çizgisinden farklı tutularak zamansız tekrarlarda sonuç alınamayacak noktada bulunurken mekânın tasarımsal değerleri kaderi iç farklara bölerek sekrar düzeylerini oluşturmaktadır. Kader ve olay ufku çizgileri, an geçişlerini matematiksel anlamlara bilinmedik diyarlardan kaynaklanan nemelazım motifleri değişimlere ayak uyduracak boyutta dönüştürmektedir. İşte bu durum kaderin bizleri nasıl tek farkla dönüştüreceğinin göstergesidir. Sonuç olarak kader çizgisi kaderin boyutsal anlamını ve olaylarını değişkenlere bağlayarak zamansız alan yaratacaktır. Saygılarımla...
Reklam
Peki ama, nasıl tarif etmeli bu ruh sözcüğünü?
İnsan istediği gibi durur ya da gider, önemli olan, insanın önünde bulunan, gördüğü, duyduğu, istediği, saldırdığı, üstesinden geldiği değildir. Asıl önemli olan, bir ufuk çizgisi ya da yarım çember olarak ileride durmaktadır; ama bu yarım çemberin uçları bir yayla birbirine bağlanmıştır ve bu dümdüz dünyanın tam ortasından geçip gider. Önde yüz ve eller ondan dışarı doğru bakar, duygular ve çabalar önden koşturmaktadırlar, ve şundan kimse kuşku duymaz: yapılan, her zaman mantıklıdır veya en azından tutkuyla girişilmiştir; yani dış koşullar bizden eylemlerimizi sonuçta herkesçe anlaşılabilecek bir biçim içinde talep eder, ya da tutkunun etkisi ile anlaşılmaz bir şey yaptığımızda, bunun da kendi yolu yordamı vardır. Fakat bu arada her şey ne kadar anlaşılır ve kendi içerisinde bir bütün oluşturur gözükürse gözüksün, yine de bunlara ortada sadece yarım bir şeyin bulunduğu yolunda bulanık bir duygu eşlik eder. Dengeden yana eksik bir şeyler vardır, ve insan, tıpkı bir ip cambazın yaptığı gibi, sendelememek için ağırlığını verir. Bu arada yaşamın içinden geçtiği ve ardında yaşanmışı bıraktığı için, ortaya daha yaşanacak olan bir yaşanmış olandan meydana gelen bir duvar çıkar, ve sonunda insanın yolu bir kurdun tahtanın içinden geçen, gelişigüzel dolanan, hatta geriye de gidebilen, fakat boş bir uzamı hep arkada bırakan yoluna benzer. Ve her türlü dolun ardında yatan kör ve her yer bağlantısı kesilmiş uzama ilişkin bu korkunç duygudan, her şey artık bir bütün olmuş olsa bile, eksikliğini hala sürdüren bu yarımdan yola çıkışla insan sonunda ruh denenin ne olduğunun ayırdına varır.
Sayfa 316
Anne, ben mi yoruldum Yoksa dünya mı duruldu? Yüreğim kaldı gurbette
Bir işçinin, elinde ekmekle evine döndüğü o yerdedir mutluluk.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.