Ben kitapların o sessiz dünyasında güzel Zin’i aşkını tanıdım,Siyabend’in dert ve acılarıyla karşılaştım ve Botan Miri’nin güzel kütüphanesinde oturup şiirler yazdım. Bu sessiz dünyada Ehmede Xani’nin dertlerine, umutlarına ortak oldum.
Hayatın son adımının ölümün kapısına doğru olduğunu biliriz.Ama bizi hayattan uzaklaştıran bu son adım, ölümsüzlüğün ilk adımı değil midir sanki?
Allah heyê, xem tunêye...
Kitap Serdar adlı arayış sahibi gencin yurt dışına göç etmek zorunda kalışıyla başlıyor. Sınırda tanıştığı İhtiyar ile kendi hayatına dair değişimler yaşıyor. İhtiyar ile muhabbetinden; kendi kültürüne/değerlerine ait destanlar, hikayeler, şiirler öğreniyor. Bunlardan büyüleniyor. Ve bu tanışıklıktan, İhtiyar'ın hayatına doğru gizemli bir yolculuğa çıkıyor. Buradan da kendi hayatına dair bir yolculuğa tabii ki de.
Kitabın sonuna doğru ise kitabın ismi ile paralel hüzünlü hakikat gerçekleşiyor.
Mehmet Uzun, merak ettiğim yazarlardandı. Bu kitap, okuduğum ilk kitabı. Fakat ilk yazdığı eserlerden biri olması hasebi ile midir, Kürtçe'den çeviri bir eserin aslındaki mânâ'yı tam yansıtamamasından mıdır bilmiyorum; kurgusu, dil ve anlatımı bakımından çok sağlam bulmadığımı söylemek isterim.