''Yavaş yavaş uzun zaman önce olmam gereken kişi oluyorum.'' Söz mühendisi..
~Yemin ederimki tükeniyorum~
Bazen böyle avazım çıktığı kadar çığlık çığlığa ağlamak istiyorum, bazende iyiyim ya ben diyip hayata tutunmaya çalışıyorum artık hiç bir şeye sabrım kalmadı. Gezmek ilgimi çekmiyor, giyinmek ilgimi çekmiyor o kadar yorgunum ki yemek dahi yemek istemiyorum. Bilmiyorum bütün hislerimi gün geçtikçe kaybediyor gibiyim. Kimseye derdimi anlatamıyorum, uyumak istiyorum sürekli uyumak aslında uyuyamıyorumda sadece biraz olsun insanlardan uzak kalmak istiyorum. Kafamın içinde dönen o kadar çok şey varki artık onları bastıramıyorum. Müzik dinliyorum kafamdaki sesleri bastırmak için sesi her açtığımda her yükselttigimde o kafamın içindekiler çığlık çığlığa bana geri dönüyor. Çok deniyorum Iyi olmaya çok uğraşıyorum, yapamıyorum. Ne istediğimide bilmiyorum aslında ne yapmalıyım? Kime ne hesap sormalıyım bilmiyorum çıkmazların arasında kaybolup gidiyorum kimse fark etmiyor yavaş yavaş bütün heveslerim tükeniyor ve onları geri getiremiyorum. Yok oluyorum fark edilmiyorum...
Reklam
Yavaş yavaş uzun zaman önce olmam gereken kişi oluyorum 🌊🍃🌙
Daha çok, daha çok yok olmanın eşiğindeyim bu aralar. Sigaralar, şişeler galiba fazla boş verdim. Bana her yer sen artık, hiç farketmez sevginin olmadığını bile bile intihar edemezdim. Kalamazdım, aptal olarak yanında kalamazdım. Yazmasam keşke şunları ama kafayı yiyecek gibi oluyorum, daralıyorum, bunalıyorum, ölüyorum. Hiç benim olmadığını fark ettim ilk kez, çınar ağacı altında saçlarını okşamak vardı ama olmadı yıl geçti olmadı istediklerim, iyi dileklerim üflediğim pastaların tadını kaçırdı. Geç fark ettim hiç benim olmadığını, ben de üzgünüm geç fark ettiğim için. Çınar ağacı kesildi gitti, sahiller altüst, dünya dönmekten yorulmuş kuşlar uçakmaktan yollar ezilmekten, aynı ben yani. Sigara bitmekten, umut tükenmekten, arabalar gitmekten... Yorulduk. Cümleten biz gidelim artık kalkın, biz tükendik tanrım. Kimse görmedi, yavaş yavaş, usul usul, sessiz sessiz biterken. Fırtınalar koparttım içimde, Hiç benim olmadığını fark ettiğim an. Hiç benim olmamışsın.
Aslında yürümek daha iyi geliyor insana; yavaş yavaş yürümek sokakların ve kaldırımların, göklerin ve ağaçların, insanların ve bakışların, gülüşlerin ve hüzünlerin satır aralarında saklı kalmış kelimeleri okumaya sevk ediyor insanı. Yürümek üzerine o kadar çok şey yazılmış ki... Yürümek okumak için bir imkan mı yoksa okumanın bir türü insan karar
Bazen böyle avazım çıktığı kadar çığlık çığlığa ağlamak istiyorum, bazen de iyiyim ya diyip hayata tutunmaya çalışıyorum artık hiç bir şeye sabrım kalmadı. Gezmek ilgimi çekmiyor, giyinmek ilgimi çekmiyor, o kadar yorgunum ki yemek dahi yemek istemiyorum bilmiyorum bütün hislerimi gün geçtikçe kaybediyor gibiyim. Kimseye derdimi anlatamıyorum uyumak istiyorum sürekli uyumak aslında uyuyamıyorum da sadece biraz olsun insanlardan uzak kalmak istiyorum. Kafamın içinde dönen o kadar çok şey var ki artık onları bastıramıyorum. Müzik dinliyorum kafamdaki sesleri bastırmak için sesi her açtığımda her yükselttiğimde o kafamdakiler çığlık çığlığa bana geri dönüyor. Çok deniyorum iyi olmayı çok uğraşıyorum ama yapamıyorum ne istediğimi ne yapmalıyım? Kime ne hesap sormalıyım bilmiyorum çıkmazların arasında kaybolup gidiyorum kimse fark etmiyor yavaş yavaş bütün heveslerim tükeniyor ve onları geri getiremiyorum. Kısacası yok oluyorum fark edilmiyor.
Reklam
632 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.