Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla Bâzan sessiz sedasız
ipekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma
çıkıyorsun en serin imbatlarla Adını yazıyorum bulduğum fırsatlarda
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda
heyhatlarla Sözde, sana koşuyorum dolu dizgin atlarla, Ne olur bir gün beni
kapında olsun dinle Öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle Çarpsan
karasevdayı en azından yüzbinle Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle Ama her defasında geri döndüm
seninle Hangi düğüm çözülür, nazla, sitemle, kinle?
Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle.
Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki nemsin?
Bâzan kız kardeşimsin, bâzan öpöz annemsin Sultammsın susunca,
konuşunca kölemsin Orada ufuk çizgim, burada yanım kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orda ufuk çizgim, burada yanım, yöremsin Beni ruh gibi saran
sonsuzluk dairemsin Çaresizim çaremsin.
Şaşırdım kaldım işte bilmem ki nemsin?
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden Dağbaşı yalnızlığı ölümden
beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter.
Huzur ellerinin güzelliğidir
Sözlerin karşımda mutluluk denizi Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter.
Yüreğim, seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta
gam...
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.
Bende çaresizlik, sonsuz kördüğüm Bende sabır, sende naz...
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan
yeter.
Duymasa da hiç kimse şair gönlümün Sende karar kıldığını.
Ve içimin şerha şerha yarıldığını Sen bilsen yeter.
Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi Çıkıp gelsen uzaklardan
korkulu, ürkek...
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek Eğilsen yeter.