istediğini yazamamak, ne büyük bir baskıydı yazmaya girişen insan için.
Her düşündüğünü, her istediğini yazamamak ne kötü şey. İçim dolu, dolu... Boşalamıyorum... Kalbimin kanıyla kalbim bo­ğulacak gibi...
Sayfa 46
Reklam
Her düşündüğünü, her istediğini yazamamak ne kötü şey.
Yazmak ile yazamamak arasındaki dengesizlik,içinde bulunduğun belirsizlik değil,beyninin sana sunduğu değer ölçüsüdür aslında...
tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur…
“Tarih bilgisi herkese lüzumludur ve bu, asrımızda açıkça kabul edilen hususlardan birisidir. Böylece, bütün vatandaş­larını mecburi tahsile tabi tutan büyük milletlerde, Tarih ilmi de yazı gibi, matematik gibi okutuluyor. Çünki gerçek şudur ki; herkes için, daima söylediği keli­meyi yazamamak veya hergün aldığı şeylerin parasını hesap edememek, ne kadar insanlığın derecesini küçültecek bir kusur ise; aynı şekilde ferdi, vatandaşı bulunduğu, sayesinde yaşa­dığı cemiyetin ve belki insanlık aleminin en büyük adamla­rından, büyük hadiselerinden bütün bütün habersiz olmak da o kadar ayıp sayılacak bir bilgisizliktir."
Sayfa 73
bütün kardeşleri ölümler ve miras bir araya getirdi. tıpkı merkez kaç kuvvetinin artık kaçmaması gibi ya da ışık hızının, ışık hızınca yavaşlatılması gibi. yani böyle bir şeydi... tam olarak nasıl oldu bilmiyorum ama hiç tanımadığım yüzleri gördüm. birisi öldü ve bununla birlikte hiç tanınmadık yüzler dirildi. hep böyle oluyordu... duymuştum... buna hazırlıklıydım fakat bu kadar yeni yüzün hikayesini öğrenecek fırsatı nasıl bulacaktım. neticede kan bağım varmış, uzaktan. iyi de bu kan nasıl bu kadar hızlı dağıldı da birbirini tanıyamaz oldu. küçükken elimin kanamasını bahane edip kan kardeş olduğum mahalleden arkadaşım emre'yi bile hâlâ hatırlarım. hatta B Rh+ kana ihtiyaç var denildiğinde kan bağışına gittiğim yaşlı amcanın ölümü dahi herhangi birisinin ölümünden daha fazla yüreğimi burkar. hâl böyleyken, ne kadar kan parası verilmesi gerekiyordu ki bütün kanları bir yerde yani ilk yayıldığı, bunca toprağı zamanında pay etmeyen büyük büyük babada toplayalım? ama dediğim gibi ben alıştım bunlara. alışmadığım ve sebebini bir türlü öğrenemediğim şeylerde var... mesela hâlâ kara yolunu kullanmak yahut sırra kadem basmanın ne olduğunu çözememek ve kalbimden silince, kağıda bir daha yazamamak. bunları da çözersem, şu deli gömleğini de çözeceğimi düşünüyorum. neyse babaanne bu gece böyle geçti, yarına sağ çıkarsak oğullarının ne haltlar karıştırdğını alzheimerına rağmen anlatmaya devam edeceğim...
Reklam
813 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.