İslâm dünyasının müsteşriklik dediği Şarkiyatçılık, insani merakın bir neticesi değil; Batı'nın İslam dünyasına karşı geliştirdiği yalan ve iftiradan ibaret bir savunma ve saldırı silahıydı.
"Menfaat" bencillikle eşitlendi.
"Aşk" şehvet oldu.
İslami nikâh "imam nikâhı" adı altında suçlar arasına katıldı.
"Özgürlük" sınırsız serbestlik diye anlaşılıyor.
"Ev hanımı", evinin saygıdeğer kadını olmaktan çıkıyor; "cahil, okumamış kadın" diye anlaşılıyor.
İnsan, kavramlarla düşünür, dünyaya kavramların penceresinden bakar. Kavramlar konusundaki bir değişim, önce algı değişikliğine ardından davranış değişikliğine yol açar.
Teknik gelişti, işgal biçimleri değişti, köleleştirme biçimleri farklılaştı. Mankurtlaştırma eskiden eziyetle, acıyla yapılırken bugün, zevk ve eğlenceyle uyuşturularak yapılıyor.
1. Akıllı ol, Akılcı olma.
2. İmkân üret, imkana takılma.
3. Duyguların zengin olsun, duygularının esiri olma.
4. İlim sana yol aldırsın, sana yük olmasın.
Tarihi insan yazar ama ona hükmedemez... Binlerce yıllık insanlık tarihinden bahsediyoruz. Çoktan toprak olmuş, toprağa karışmış bedenlerden değil, onların tarihe bıraktıkları izlerden bahsediyoruz. Her birimiz kendi küçük dünyamızda bir tarih yazıyoruz aslında. Her birimiz, koskoca bir nehrin birer küçük damlası oluveriyoruz, nehri besliyoruz; tarih denen nehri... Bazılarımız daha fazla akıyor aynı nehre, başkaca bir kanaldan, bir yol bulup sürekli besliyor nehri. Onlar, sıradan hayatlarının çok dışında, büyük görevler, sorumluluklar ya da veballer ile akıyorlar nehre. Onlar bazen akışı de- ğiştiriyor bazen coşkuyu artırıyorlar. Hepimizin elbirliği ile yazdığı tarihe onlar, belki birkaç cüml fazladan ekliyorlar. Bazıları ise sayfalarca kelam konu oluyor. Onlar da tarih yazıyorlar ama onla da tarihe hükmedemiyorlar.