MÖ 54'ün Ağustos ayında, Caesar Britanya'dayken, kızı Iulia doğumda vefat etti. Bazı rivayetlere göre kız, başkalarına göre ise erkek olan bebek ise annesinin ölümünden sonra sadece birkaç gün daha hayatta kaldı. Roma aristokrasisi ve tabii modern zamana kadar insanlığın çoğu için bu tip ölümler oldukça yaygındı. Evliliği sırasında Iulia, daha
önce bir kez daha hamile kalmıştı ama rivayete göre kocasının seçimlerden üstü başı kan içinde (aslında kendi kanı değildi) döndüğünü gördüğünde düşük yapmıştı. Doğum tarihini bilmediğimizden, Iulia'nun öldüğünde kaç yaşında olduğunu da bilemiyoruz ama yirmilerinin ortasında olma ihtimali yüksek. Caesar'ın annesi Aurelia da MÖ 54'te vefat etti. Ölümüne neyin sebebiyet verdiği tam olarak bilinmiyor fakat altmışlı yaşlarındaydı ve kocasının ölümünün üstünden otuz sene geçmişti. Bir sene içinde Caesar ailesinin kendisine en yakın iki üyesini kaybetmişti.
Annesi, Caesar'ın eve ya pontifex maximus olarak döneceği ya da hiç dönmeyeceği üzerine ant içen ve evinde Bona Dea kutlamalarını yöneten kişiydi. Caesar üstündeki otoritesi kuvvetli olan güçlü bir kadındı ve oğlunun büyük başarılarının bir kısmını görecek kadar yaşamıştı. Her iki ölümün de haberi Caesar'a mektup yoluyla ulaştı.
Marcus Antonius'un renkli kişiliğine de değinmeliyiz. Kudüs ve Mısır'daki harekatlar sırasında Gabinius'un süvari birliklerine komuta eden Marcus Antonius yetenekli ve gözü pek bir asker olduğunu kanıtlamıştı. MÖ 52'de Caesar'ın quaestoru olarak göreve başlamış ve hem Vercingetorix'e karşı çıkılan seferlerde hem de bunu izleyen isyanlar sırasında görev
yapmıştı. Antonius'un annesi Iulii ailesinin bir üyesi olduğundan (her ne kadar diğer kolundan da olsa) uzaktan akrabaydılar. Antonius'un dayısı MÖ 64'te konsül olarak görev yapan Lucius Iulius Caesar'dı. Roma usullerine uygun olarak genç asilzadenin babasının ve dedesinin adı da Marcus Antonius'tu. Zamanının önde gelen hatiplerinden biri olan dedesi MÖ 87'de Marius'un dönüşünü izleyen vahşet sırasında öldürülmüştü. Babasınaysa MÖ 74'te baş gösteren korsan problemiyle başa çıkma görevi verilmiş fakat Pompeius'un önüne serilen olanaklar kendisine tanınmadığından başarısız olmuş, kısa bir süre sonra da ölmüştü.Babası öldüğünde Antonius dokuz yaşındaydı. Annesi kısa bir süre sonra yeniden evlenecek ve Antonius gençlik yıllarını MÖ 63'te Cicero'nun
emirleri üzerine idam edilen Catilina yanlısı komploculardan biri olan üveybabası Lentulus'un yanında geçirecekti.
Caesar'ın babası aniden, bir sabah ayakkabılarını giyerken ölmüştü.Oğlu neredeyse on altı yaşındaydı. Büyük ihtimalle halihazırda resmen reşit olmuş, sadece erkek çocukların ve magisterlerin giydiği erguvan kenarlı toga praetexta'nın yerine reşit erkeklerin giysisi olan düz beyaz toga virilis'i kuşanmaya başlamıştı. Bu seremoninin bir parçası olarak erkek çocuk aynı zamanda da butla adı verilen nazarlığı boynundan çıkarıp ebediyen bir kenara koyardı. Hayatında ilk kez tıraş edilir, çocukken uzayan saçı, yetişkin bir vatandaşa uyacak şekilde kısa kesilirdi. Bu seremoni için kesin olarak belirlenen bir yaş bulunmamaktaydı. Roma eğitiminin başka birçok yönü gibi bu da aileye bırakılmaktaydı. Genellikle on dört ve on altı yaşları arasında gerçekleşirdi fakat on iki kadar erken ve on sekiz kadar geç yaşlarda da bu seremoniye katılan şahıslardan haberdarız. Bu seremoni genellikle 17 Mart'ta, Liberalia festivali sırasında gerçekleşirdi fakat bu günde olması için hiçbir yasal sebep yoktu.
Suetonius'un iddiasına göre bu sırada birden
ortalıkta beliren doğaüstü bir varlık önce flüt çalarak sonra da askeri bandodan kaptığı bir borazana üfleyerek nehri aşmış, askerleri de aynısını yapmaları için yüreklendirmişti. Bu abartılı öykünün kaynağı Pollio olmasa gerek. Caesar'ın nehri geçerken söylediği ünlü sözleriyse büyük ihtimalle o aktarmıştı fakat burada da karşımıza biraz farklı versiyonlar
çıkmaktadır. Plutarkhos'un iddiasına göre Caesar Yunanca konuşmuş,şair Menandros'tan bir dize okumuştur: "Zarlar atılsın!" (aneristhe kubos). Suetonius ise daha sık rastlanan Latince deyimi aktarmıştır: "Zarlar atıldı" (iacta alea est)
Podcasti dinlemek için YouTube linki: youtu.be/73yBvLn3ouc
Merhaba kitapçokseverler. Bu bölümümüzde dünya tarihinin en etkili insanlarından biri kabul edilen, Romalı askeri ve politik lider, aynı zamanda iyi bir hatip ve güçlü bir yazar olan Gaius Iulius Caesar'ın biyografisi üzerine sohbet ediyoruz.
Sizleri kişisel çekişmelerin, siyasi suikastların, mali skandalların, komploların hüküm sürdüğü Roma'da tarihi bir yolculuğa çıkarıyoruz.
Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle.
CaesarAdrian Goldsworthy · İş Bankası Kültür Yayınları · 201438 okunma
‘’ Tüm hatalarına rağmen Caesar hem son derece mahir hem de son derece vatansever biriydi. Bunun yerine kaderi iç savaşı kazanmak, diktatör olmak ve komplocular tarafından hançerlenerek öldürülmekti. Yaptıklarının doğruluğu veya yanlışlığını bir yana bırakırsak, hayatı bundan daha dramatik olamazdı. ‘’
İş Bankası Kültür Yayınları Dünyaya Yön Verenler serisinden çıkan Julius Caesar biyografisi baskısıyla, cildiyle, ayrıntılı içeriğiyle çok başarılı bir kaynak. Kitapta Roma hukuku, politik ve sosyal yaşamı, gelenekleri, MÖ 1. yüzyılın tarihi olayları ve Pompeius, Cicero, Cato, Crassus gibi isimlerin rolleri tüm ayrıntılarıyla, Antik Dönem kaynakları karşılaştırılarak
aktarılıyor. Daha önce okuduğum Kronik Kitap’tan çıkan Caesar biyografisi de bu ayrıntılı kitaptan önce hazırlık olarak önerebileceğim oldukça yeterli bir kaynak. Julius Caesar 2000 yıl sonra hala askerî dehası, yaşamı ve kararlılığıyla insanları büyülemeye devam ediyor. Baskısı bitmeden almanızı tavsiye ettiğim evladiyelik bir kitap.
CaesarAdrian Goldsworthy · İş Bankası Kültür Yayınları · 201438 okunma
Kitapta Sezar'ın hayatı,savaşları ve ailesi ile ilgili herşey mevcut.O dönemdeki Romalıların hayatlarını ve tanınmış kişilerini de anlatıyor.Savaşlara dair haritalar da var.Kitap bazen sıkıcı gelebilir ama sağlam hazırlanmış bir eser.
CaesarAdrian Goldsworthy · İş Bankası Kültür Yayınları · 201438 okunma