En Eski Anna Campbell Sözleri ve Alıntıları
En Eski Anna Campbell sözleri ve alıntılarını, en eski Anna Campbell kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayal kırıklığı tozlu satılmamış kitap raflarından daha etkili bir şekilde hayatının bir parçası oldu ...
Sayfa 136Kitabı okudu
" İhanet ve reddedilmeden ibaret bir hayatın içinden geçerken, Jonas sevgiye güvenmemeyi öğrenmişti. Sevgi çoğunlukla kendine dönük menfaatleri maskelemeye yarardı. Çoğunlukla en ufak bir baskı altında kopuveren kırılgan bir iplik gibiydi sevgi. Ve eğer bu şairlerin dediği gibi çok güçlü, karşı konulamaz bir duyguysa beraberinde mutlaka yıkımı da getirirdi."
Grace 'den istediği aşk'tı...
İnsan ümitle yaşar.
Sayfa 83Kitabı okudu
"Tutkularının onları yanlış yola çekmesine izin veren insanları hep küçümsemişim"dir.
Sayfa 86Kitabı okudu
Akıllılık fazla abartılmış bir erdemdir.
Öyleyse neden kalbimin her atışını saydığını hissediyorum?
Sayfa 107Kitabı okudu
Sen baştan çıkarmanın sesisin.
Sayfa 120Kitabı okudu
Cehenneme giden yol iyilik taşları ile döşelidir..Bella
Sayfa 285Kitabı okudu
Pekala , eğer bir canavara sahip olmak istiyorsan ona sahip olabilirsin.
Sayfa 252Kitabı okudu
Kaderin neler planladığı herzaman çok gizemli...
Jonas onun gözlerine baktığında, gözlerinde daha mutlu bir ifade yoktu. Sidonie’nin onunla neredeyse kesinlikle evlenmemeye karar verdiğini anlayacak kadar zekiydi.
“Eğer gidersen seni bir daha asla göremeyeceğime dair bir his var içimde.”
“Bana bir ay ver. Her şey çok hızlı oldu.”
“Bir hafta.”
Bu diyalogun ne kadar zor olduğu düşünülürse Sidonie şaşırtıcı bir biçimde bir kahkaha attı. “Ne kadar talepkarsın. Bir kadın seninle boy ölçüşebilmek için kendinden emin olmalı.”
Jonas’ın gümüş rengi gözleri parıldadı. “Sen tam benim eşitimsin, carissima.”
Kötü olan şey, Sidonie’nin de buna inanıyor olmasıydı.
Genç adam iç çekti. Bu rahatsızlığının bir işaretiydi. O kadar ki, kızgınlığını cazibeyle maskeleme
girişiminde bile bulunmadı.
"Bu da kadınca bir şey değil mi? Karşınızdaki adamın zihninizi okumasını bekliyorsunuz. Onun basit düşünen beyni sizin labirenti andıran düşünme biçiminize uyum sağlayamazken onu sonsuz bir sürgüne mahkûm ediyorsunuz."
