Aliya İzzetbegoviç, şiir ve şairler için şunları söylüyordu: "Şiir, insan ruhu hakkında günümüz psikolojisinden daha çok şey söyler. Ruhu açığa çıkaranlar niçin psikologlardan ziyade şairlerdir? Niçin Freud ve Jung değil de Sheakspeare'dir? Şairler, insanların hassas antenleridir." Aliya İzzetbegoviç, beni de şiire çağıran o şairlerden biri oldu böylece. Hayatı boyunca bir tek dize şiir yazdı. Şiirini yeryüzüne dünyanın en insaflı harfleriyle kazıdı. Onun şiiri, yeryüzünün en ıstırap verici şiiriydi. Hiç okumadım, seyrettim, unutamadım.
Bence kitabın çok şiirsel bir dili var. Çok fazla devrik cümle var. Okurken zorlandiğim bir kitaptı. Kitap kendi içersinde öykülere ayrılıyor. Ama hepsinin de genel konusu aynı. Çok sakin , dingin bir kafayla okunursa daha güzel anlaşılabilecek bir kitap.
Duasız ÖlülerAyfer Feriha Nujen · Mola Kitap · 20123 okunma
Ölüm de, yaşam da aynıydı aslında. Her şey aynı ipin ucunda sallanıyordu... Bütün acılar, bütün yaralar ve merhemler, bütün var oluşlar ve bütün yok oluşlar aynı yerde olmaktı aslında.
Büyüdükçe, büyüyordu içimdeki sıkıntı . Büyüdükçe, insanlığımı daraltan bir hastalık yayılıyordu ruhuma. Ne kadar çok zaman geçiyorsa üstünden göğün, o kadar çok istiyordum yeryüzünden kopmayı.
bu ellerle işledim ben bu cinayeti ağzımda kanlı hançerim
zihnimde bir dünya kurdum da dağıttım bu ellerle işledim ben bu cinayeti ağzımda kanlı hançerim
bekledim!
kapıların ardında sokak ağzında
sırtından vurdum herkesi sırtından!
Kadın, sustu... Yeni bir hayat nerede nasıl başlayabilirdi ki, düşündü içinden. Günler geçip, giderken ne bırakırdı geriye, iyinin ya da kötünün karşılığı neydi bu hayatta? Renkler, sesler, yüzler ayrı ayrı yaşamlar niçindi? Caddeleri sokaklara bağlayan, sokakları döken sihir; o sonsuz büyüyü anlamak için neleri, ne kadar yaşamalıydı ki insan? Bedelsiz iyiliklerine, yalnızlığı karşılık bulan insanları caddelerde, sokaklarda buluşturan o tanrı, göğün neresin deydi?
Hz. Zekeriya’nın, Hz. Meryem’in ve özellikle de Hz. İsa’nın yaşayışlarını, karşılaştıkları güçlükleri ve o güçlüklerle nasıl mücadele ettiklerini yani kısacası hayatlarını kıssalarla roman formatında kaleme alındığı güzel bir eser.