Ayhan Tekineş

Ahirzaman ve Kıyamet Alametleri yazarı
Yazar
Editör
8.0/10
6 Kişi
21
Okunma
3
Beğeni
3.309
Görüntülenme

Ayhan Tekineş Sözleri ve Alıntıları

Ayhan Tekineş sözleri ve alıntılarını, Ayhan Tekineş kitap alıntılarını, Ayhan Tekineş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yine bir hadislerinde Resûlullah (s.a.s.), “Yâsin suresini okuyan, on defa Kur’an okumuş gibidir”732 buyurmuştur. Okunan Kur’an’ın içinde Yâsin suresi de bulunacağı için, bu hadisin müşkil olduğu öne sürülmüştür. Zira bu durumda söz konusu hadiste, bir şey kendisine tafdil edilmiş olmaktadır ki bu aklen mümkün değildir. Üzerinde düşünülünce, bu hadisin “Yâsin suresini okuyan kişi, içinde Yâsin suresinin bulunmadığı Kur’an’ı on defa okumuş kişi gibidir” şeklinde anlaşılması gerektiği ortaya çıkmakta ve böylece problem çözümlenmektedir.733 732 Alî el-Müttakî, Kenzu’l-ummâl, hadis nr. 2689, 2627. 733 Alâuddîn el-Buhârî, Keşfü’l-esrâr, I, 53; değişik örnekler için bk. aynı yer.
"Şüphesiz her şey, bilmek ve doğru anlamakla başlıyor. Ancak bilgi insanın kurtuluşu için yeterli değil, bildiğini yaşamak, bildiğiyle amel etmek sosyal ve ruhi hayatını tanzim etmek gerçekte esas olan."
Reklam
Tahâvî bir başka yerde, Kur’an’ın mütevâtir olarak nakledildiğini söylemiş; ayrıca, mütevâtir haber ve âhad haberin delil olma açısından özelliklerini açıklamıştır: “Resûlullah (s.a.s.)’in vahiy katibi olan Zeyd b. Sâbit (r.a), Osmân (r.a) için Mushâf yazdığı icmâ ile sabittir. İcmâ ile yapılan nakil ise hüccettir. Nitekim İslam, hüccet olan benzeri bir icmâ ile bize nakledilmiştir. İslam’ın hükümlerini biz böyle öğrendik; namazların sayısı ve diğer dinî hükümleri de bu şekildeki bir icmâ ile bildik. Bize gelinceye kadar icmâ ile nakledilmiş hükümlerin bir harfini inkâr eden, eğer cemaat ehlinin kabul ettiklerine yeniden dönmez ise kafirdir, kanı helal olur. Âhâd olarak rivayet edilmiş haberlerin hükmü ise ayrıdır.”151 Tahâvî’nin bu ifadeleri onun, mütevâtir-âhâd ayırımını kabul ettiğini göstermesi açısından ilgi çekicidir. Tahâvî’den itibaren mütevâtir-âhâd ayırımının sünnî muhitlerde benimsendiği söylenebilir. Ancak Ehl-i sünnet bilginleri mütevâtir kavramının kapsamını daha geniş tutmuşlardır.
Netice olarak denilebilir ki, Resûlullah (s.a.s.)’in sünnetinin kaynağı konusunda farklı açıklamalar yapılmıştır. Görüldüğü üzere sünnetin bir kısmı vahiy, bir kısmı Hz. Peygamber’in fetaneti, diğer bir kısmı da tecrübeye dayanmaktadır. Hz. Peygamber’in âhiret ahvâli, ibadetler ve melekût âlemi ile ilgili hadislerinin bütünüyle vahiy kaynaklı olduğu açıktır. Bir kısım konularda tecrübe ve fetanet ile hareket ettiği için, -gerçek nedeni ne olursa olsun- bazı küçük hatalar (zelle) yaptığı da bilinmektedir. Ancak, onun hatalarının/sürçme vahiyle tashih edildiği de bir gerçektir. Sünnî âlimlerin çoğunluğu, vahiy kaynaklı olmayan sünnetlerin başlangıçta hatalı olma ihtimali bulunduğunu, şayet hatalı ise vahiy tarafından muhakkak tashih edileceği görüşünü benimsemiştir. Binaenaleyh, sonuçta sünnetin bütünüyle vahyin kontrolünden geçmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle rahatlıkla Hz. Peygamber’in sünnetinin tarih, fen bilimleri ve akılla ilgili hususlarda hatalı ve çelişkili bilgiler içermeyeceğini söyleyebiliriz.
Ehl-i sünnet âlimleri, akıl yürütme ile ilim elde edileceğini ittifakla kabul etmişler, ancak, akıl yürütmeyi “sahih” ve “fasit”763 şeklinde ikiye ayırmak suretiyle de her akıl yürütmenin doğru bilgiye ulaştırmayacağını anlatmak istemişlerdir. Onlara göre, şartlarına uygun bir şekilde, bilgiyi engelleyecek bir kusur (âfet) bulunmayan, sahih akıl
Buhârî ve Müslim hadislerinin kesin ilim ifade ettiğini iddia edenlerin görüşlerinin biraraya getirildiği bir çalışmada sonuç olarak ulaşılan görüşler şöyle özetlenmiştir: 1. Sahihayn hadislerinin kesin ilim ifade ettiğini iddia edenler arasında hafız muhaddisler ve muhakkik fakihler vardır. 2. Kesin ilim ifade eden her haber mütevatirdir. Kesin ilmin ravilerin sayısının çokluğu ile ya da ravilerin dindarlığı ve ilmi güvenirlilikleriyle elde edilmesi arasında fark yoktur. 3. Sahiheyn hadisleri meşhur haberlerden daha sıhhatli ve daha üstündür. 4. Sahiheyn hadislerinin bir kısmının tenkit edilmesi onların güvenirliğine zarar vermez. Zira bu tenkitler metinlerle değil isnadla ilgilidir ve icma’a zarar vermeyen küçük muhalefetlerdir.187
Reklam
30 öğeden 31 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.