"Köşesine oturur, örümcek gibi durmadan ağ örerdi annem. Benim takılıp yem olacağım ağlar, dantelden.Yetmiş numara iplerle, sık delikli, gül motifli, yatak, masa sehpa örtüleri."
"Yüreği olanın olmalı sözü"diyor."parlamalı, taşmalı, sakınmasız olmalı ve düştüğü anda yakmalı yeri, heyhat.insan olan insan tutmalı sözünü. Yerden kalksın diye başı."
Yalan mayalı bir hamurdur. Durduğu yerde kabarır. Sen, kafa göz yarmadan konuşacağım diye tut kendini, nereye kadar, bir zaman gelir peş peşe sıralanır.
Bazen belim ağrıyor bazen ruhum. dışarının deli uğraşları gelmiyor mu sanki odama. Sesleri ne yapsam odama doluyor. Onlarla bu kadar uzaktayken bile başa çıkamıyorum.
Ah, dedim pencereden çekilirken, Ben senin o gencecik süt çiçeği bakışını alsam, koysam başucuma süs diye, birkaç gün belki birkaç gece daha kayarız başka bir aleme.
Nehir her şeyi yutarken içinden bir adamı atıyor dışına. Adamın giyitleri partal parça, hali bin perişanlık. Elimi uzatıyorum, yardım ediyorum sudan çıkmasına. İyi ki geldin diyor bana ‘ben bin yıldır bu sulardaydım, sen olmasan daha binyıl sürüklenir dururdum.
Nehirden çıkıp gelen sevdikleridir onların. Gömüldüğü sulardan geri geleceğine inanırlar ve beklerler her yıl aynı vakitte. belki gelir, gelmiştir, lakin insanın insana ettiği yüzyıllardır değişmez yeniden boğarlar onu suda.
Vay, dedim kendi kurduğum Çemberime tutuldum. Çemberler böyledir, başı sonu yok ya girişi çıkışı olmaz. Kendi içinde döner döner bir nokta olur. Büzüştüm bir nokta oldum oturdum ortasına.