"Nedense biz insanlar mutluluğu daima, içinde bulunduğumuz yer ve zamanın çok ötesinde ya da yakınımızda olan insanların çok uzağında olanlarda ararız. Hep bir yarın bekleriz. Gelecek hafta sonunu, bir sonraki haftayı, ayı ya da yılı. Mutluluk bizden uzakta, ulaşılmaz olduğu sürece mutluluktur çünkü. Özlem dolu olduğu için mutluluktur. Onu yakaladığımızı sandığımız an ise, onun hiç de bu kadar beklemeye değer olmadığı gerçeği ile yüzleşiriz. O an çok büyük bir düş kırıklığı yaşadığımız andır, mutluluk yerine. Beklemek güzeldir bu yüzden. 'Kavuşmak bir dakika'dır çünkü şarkıda olduğu gibi..."
"Uykusuz geceler vardır hani, bir türlü gün doğmayan. Ertesi günkü bir ilk buluşma, sevdiğinin geri döneceği heyecanı, yeni bir işe başlama, borcunun son taksitini ödeyip feraha çıkacağının hayali. Belki de yurt dışına ilk çıkışın, piyangodan kazandığın paraya kavuşma, beyaz atlı prensinle ya da hayalindeki prensesle ömür boyu beraberliğe imza atma beklemektedir seni ertesi gün. Göz kapakların ağırlaştıkça ağırlaşır ama beyninde yankılanan sesler bir türlü izin vermez uyumana. Şafağın ilk ışıkları, inadına ağırdan alır sanki yeryüzünü ve yarını aydınlatmayı. Gecenin karanlığı her zamankinden uzun ve inatçıdır.
.
Ama biliriz ki güzellikler beklemektedir bizi bu uzun karanlığın sonunda. Çoğu zaman da gökyüzünün aydınlanmaya başladığını gördüğümüz anda, artık içimiz rahat olarak dalarız uykuya. Nasıl olsa birkaç saat sonra beklediğimiz şeye kavuşacağımızın umudu belirlemiştir artık. Bunların hepsi güzel ve umut dolu beklemelerdir. Ve işin en güzel yanıdır, en zevklisidir; güzele kavuşmak için beklediğin süre."
" Evet , ben bir Cumhuriyet çocuğuyum . Bugün örtümü savunabiliyorsam , istediğim okulda okuyabiliyorsam üniversiteye gitme hakkım varsa bu da Cumhuriyet'in bize verdiği haklar değil mi ? Unutulmasın ki Avrupa ülkelerinden birçoğundan çok daha önce kazanmıştır Türk kadını seçme ve seçilme hakkını . Bütün bunların farkında olan biri olarak asla ama asla , başını bir partiye bağlı olduğunun nişanı olarak kapatanlarla aynı kefeye konulmak istemiyorum . Bu yüzden gazete sayfalarını ve ekranlardaki haber programlarının çoğunun ana haberini oluşturan başörtüsü konusu beni çok üzüyor."
"O anda zaman dursun istedi. Hatta ölmek. Böyle, içini ılık ılık saran, adını koyamadığ bir hoşluk içinde ölmek istedi. Orada, o anda nokta koymak unutmak istedi eteklerinde, boğazında sürükleyerek o günlere kadar getirdiği pislik kaplı taşları orada bırakarak. Geçmişin pisliklerden arınarak, boğazındaki prangayı çözmek, hiçbirini yaşamamış gibi bu güne uyanmak,bütün bunların kininden kurtulmak,uğruna delicesine savaş vereceği geleceğini, böylece silip atmak istiyordu."
"Adalet diye bir şey yok bu dünyada. Daha doğarken başlıyor adaletsizlik ve öyle sürüp gidiyor.Öldüğünde bile kiminin mezarının başında taşı bile yok.Kimisinin saray gibi süslenmiş, donanmış, dünyadaki gibi aradaki farkı gözüne sokmak için, etrafı demir çubuklarla süslenmiş."
......Burası bizim elma bahcemiz ve biz bu bahçede mutluyuz. Seni ve çocuklarımızı çok seviyorum. Bu bahçenin disinda da bir elma agaci var. Ben o ağaçı da seviyorum. Ne olur onu da bahcemize katsak.
...
Oda sıcak zaten, bir de sobanın üstündeki ibrik kaynamaya yakın mırıl mırıl ses cikartmiyor mu , vallahi kıvrılıp kestiriyorum. Ninni gibi o geliyor o ses..