David Gibbins kitaplarını, David Gibbins sözleri ve alıntılarını, David Gibbins yazarlarını, David Gibbins yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Antik Çağlardan beri ilk kez, Atlantis efsanesi insanoğlunun karşısına çıkıyor, sadece gördüklerimizle değil, Amenhotep'in bile açıklayamayacağı, bilinmez bir bilgelikle üstelik."
Tanrı ve Tanrıçalar döneminde Deniz Tanrısı Poseidon'a meydan okuyan Atlantis ülkesi, Posedion tarafından denizin altına gömülür. Bu kitapta Atlantis'in hikayesi değil de deniz arkeoloğu tarafından batık olan bu ülkenin bulunması çalışmaları var. Bazı detayları çok vermiş okurken bitsin dediğim kitaplardan biriydi. Pek zevkle okudum diyemeyeceğim.
AtlantisDavid Gibbins · Altın Kitaplar · 2006245 okunma
“Bütün bunlara altı ay önce son vermiş olmam gerekirdi, diye düşündüm.” dedi.
“Sakin bir düşünsel yaşam, bahçe bakımı, anılarımı yazmak gibi şeylerle uğraşmalıydım, diye.
Kitap bir tarih veya arkeoloji okuyan birisine hitap eden tarzda yazılmış. Burada yazarin sualti arkeoloğu olmasının tabiki etkisi büyük. Tarih öğrencisi olarak biraz zorlandığımı itiraf etmem gerek. Hikaye muazam seviyede etkileyici ve cok ayrıntılı düşünülmüş. Kotu yani fazla ekipman bilgisine yer verilmesi bu durum okuru zorlarken aslında kitaba gerçeklik katmış bakış açınıza göre biraz kitap şekil değiştirebiliyor ilk 140 160 sayfa baya zorlandım lakin daha sonrasi kitap acildi ve son 200 sayfayı 2 gunde bitirdim. Biraz zorlamak gerekiyor galiba...
AtlantisDavid Gibbins · Altın Kitaplar · 2006245 okunma
Karmaşık duygularla kaplamaya bakıyorlardı, yine de önlerinde uzanan kayıp dünyanın yarattığı heyecan, kendilerini bekleyen tehlikelerin yarattığı endişeye galip gelmekteydi.
“İstanbul benim en sevdiğim şehirlerden biri,” dedi Jack. “Bir kez yolunu bulmayı becerirsen, hayal edebileceğin en zengin tarihi dokusuyla karşılaşıyorsun.”
“Bu iş bitince beni de götür oraya,” dedi Katya.
Jack dürbünü indirdi ve gemiye tırmanan kadına baktı. Katya gülümsedi ve çabucak el salladı. Jack’in bıyık altından söylediği sözleri ancak hemen arkasındaki Costas duyabilirdi.
“Katya, sen bir meleksin.”